1926 yılında George S. Clason tarafından yazılmış ve 2 milyondan adetten fazla satmış, halen daha popülerliğini koruyan Amazon'daki değerlendirmelerde yüksek notlar almaya devam eden ve 50'li 60'lı yaşlara gelmiş birçok insanın hayatımı değiştiren kitap dediği Babil'in En Zengin Adamı kitabını inceleyerek sıfırdan nasıl zengin olabileceğinizi detaylı olarak anlatacağız.
Babil'in En Zengin Adamı kitabı kişisel finans ve insanların finansal özgürlüğe kavuşması ile ilgili önemli öğütler içeriyor. Biz de bu kitaptan çıkarılması gereken önemli derslerden bu yazımızda bahsedeceğiz.
Zengin Baba Yoksul Baba kitabında da bahsedildiği gibi, Amerika'da 10 bin kişinin katıldığı bir çalışmanın sonuçlarına göre insanların yalnızca %5'i 60'lı yaşlarına geldiğinde finansal özgürlüğe kavuşabiliyor. %50'si ciddi finansal sorunlarla boğuşuyor ve bu da şunu gösteriyor, gençken gerekli aksiyonları ve önlemleri almamız yaşlılılığımızda çok daha rahat ve huzurlu olmamızı sağlayacaktır.
Amerika'da 10 bin kişi ile yapılan bir çalışmada; | Oran |
Varlıklı | %1 |
Finansal Özgür | %4 |
Çalışmaya Devam Eden | %4 |
Vefat Etmiş | %36 |
Finansal Bağımlı Emekli | %55 |
Babil'in En Zengin Adamı kitabının ilk dersi, belki de en önemli dersi: "Önce kendinize ödeyin". 10 birim maaşımız olduğunu düşünelim. Ev kiramız olabilir ya da değişik masraflarımız olabilir. Bunlar başkaları için gelir oluşturan kalemler. Peki bizim geleceğimiz adına yaptığımız, tasarruflarımıza ayırdığımız pay için ne yapacağız? Onun için önce kendimize ayırıyoruz ve %10'u birikim hesabımıza yatırıyoruz. Kalan 9 birimi harcamaya başlıyoruz, yani öncelik tasarrufa ayrılıyor. Kitapta %10 olarak verilmiş. Siz %20 veya %30 da tasarruf yapabilirsiniz. Çok daha yüksek oranlar da kullanabilirsiniz.
Bir diğer önemli husus da eğer kredi kartı borcunuzu zamanında ödeyemiyorsanız, faiz biniyor veya i̇htiyaç krediniz varsa, yani yüksek faizli kredi kullanmışsanız, yatırım yapmadan önce bu kendinize ayırdığınız rakamla öncelikli geçmişten kalan borçları temizlemeniz doğru olacaktır.
Aksiyona geçmeyi aslında birçok kişisel gelişim kitabında da duymuşsunuzdur. Birçok büyük insanın söylediği şeylerden biri hemen harekete geç, erken kalkan erken yol alır vesaire. Burada birikim konusunda da insanların düştüğü temel hatalardan biri sürekli ertelemektir. Maaşım artsın sonra yaparım vesaire. Fakat gençken yapılan birikim çok daha değerlidir.
Ayrıca, yatırım konusunda da kendimizi geliştirmemiz, farklı yatırım alternatiflerini iyice tanımamız, araştırmamız, sürekli deneme yanılma yapmamız ve eğer maaşımız yetmiyor, birikim yapamıyorsak belki ek gelir kaynakları araştırmamız gerekiyor. Buna hemen başlamamız gerekiyor. Beklersek muhtemelen hiçbir zaman harekete geçemeyiz.
Gelirimiz arttıkça oturduğumuz evi büyütüyoruz, daha lüks bir semte geçiyoruz, giydiğimiz kıyafetleri değiştiriyoruz, bindiğimiz arabanın modelini yükseltiyoruz, yemek yediğimiz yerleri değiştiriyoruz. Bunlar da hangi gelir grubundan olursak olalım eğer finansal davranışımızı kontrol edemiyorsak, bu birikim yapamamıza engel oluyor.
Düşük gelir grubundaki birçok insanın birikim yapabildiğini, zamanla zenginleştiğini ve finansal özgürlüğe ulaştığını görürken, yüksek maaşlara sahip birçok insanın da giderek fakirleştiğini, yüksek maaşlar rağmen fakir bir hayat sürdüğünü görmekteyiz. Burada önemli olan gelir ve giderimizin dengesini ayarlamak ve aradaki birikimi muhakkak ön planda tutmaktır.
Babil'in En Zengin Adamı kitabı, ev sahibi olmayı önermektedir. Özellikle konut kredisi faizleri düşük olduğu ortamda, örneğin Türkiye'de önemli bir zaman diliminde konut kredisi faizleri enflasyona çok yakındı. Neredeyse bedava borçlanmak mümkündü.
Diğer yandan kiracı olduğumuzda, evin bedelinin %3-4 oranında kira giderine katlanmaktayız. Tabii yatırımdan iyi anlayan değişik finans alternatiflerini bilen ve tecrübeli insanlar birikimlerini borsa gibi daha riskli enstrümanlarda kullanmayı düşünebilir. Fakat hiçbir şeyden anlamıyorsanız bile kendi evinizde olmak inanın bir vadeli mevduat hesabı açmaktan ya da Dolar hesabı bulundurmaktan uzun vadede daha kazançlı olacaktır. Çünkü diğer yatırım alternatiflerinin önemli bir kısmı reel olarak kazanç vadetmemektedir. Kendi evimizde en azından kira derdinden kurtulduğumuzu ve bunun da bir reel kazanç yarattığını unutmamalıyız.
Nakit akış üreten bir yatırımımız varsa, yani enflasyonun üzerinde bir reel getiri elde ediyorsak, uzun vadedeki birikimimiz katlanarak kar topu gibi büyüyecektir. Örneğin, %7 getiri ile yatırım yaptığımızı varsayalım. 10 bin lira her yıl biriktiriyoruz ve %7 reel getiri ile ilk yıl 700 lira kazanıyoruz ve bu getiriyi ana paraya ekliyoruz. Bir 10 bin lira daha ilave birikim yapıyoruz ve 20.700 liramız oluyor.
Giderek bu tutar artıyor ve bugünkü fiyatlarla, 20 yıl birikim yaptıktan sonra, 410 bin liraya ulaşıyoruz. Birikimimizin reel getirisi yılda 28 bin lira oluyor. Yani ayda 2 bin liranın üstünde sürdürülebilir reel kazanca sahip oluyoruz, ki bu da bir ilave bir emekli maaşı etkisi yapıyor.
Daha pasif bir getiri sağlıyoruz, örneğin gayrimenkulde kullanıyoruz ya da benzer düşük getirili işlemler yapıyoruz. Bu durumda da yine her yıl 10 bin lira biriktirsek ve getirileri ana para üzerine eklersek 268 bin liramız oluyor ve yıllık reel getirimiz 20 yılın sonunda 8 bin lira oluyor. Bu da yine pasif, yani yatırım ile çok ilgilenmediğimiz halde, bizim için emekli döneminde ilave bir kazanç ve rahatlama etkisi yaratacaktır.
Tabii bu hesap yıllık 10 bin lira birikim üzerinden ve 20 yıl için hesaplanmıştır. Siz daha fazla biriktirmek istiyorsanız ya da imkanınız varsa 20 bin lira biriktirecekseniz, bunu ikiyle çarpabilirsiniz. 30-40 bin biriktirecekseniz ona göre hesap yapabilirsiniz. Diğer yandan 20 yıldan daha uzun süre birikim yapmaya devam edecekseniz, muhtemelen bu daha da katlanarak buradaki rakamların çok çok üstüne çıkabilecektir. Bu sayede çok daha rahat ve huzurlu bir emekli hayatı ya da başka bir hedefiniz varsa, çocuğun okul taksidi, üniversiteye girdiğinde özel üniversiteye yollayayım gibi, uzun vadeli planlarınız varsa bu birikim ve reel değerlendirme etkisini kullanmanız çok mantıklı olacaktır.
Maaş kazanmak için haftada 40 saatimizi ayırıyoruz ve eğer rutin işleri yaparsak kendimizi geliştirme şansımız da kısıtlı oluyor. Özellikle birkaç yıldır aynı i̇şte çalışmışsak, artık iş ile ilgili detaylı ayrıntıları da bildiğiniz için bu rutin işleri yapmak bizi ileri götürmüyor. Fakat bunun yerine yeni şeyler öğrenmek, farklı departmanın işlerini öğrenmek ya da iş yapış şekillerimizi nasıl geliştirebileceğimizi öğrenmek, yabancı dil öğrenmek gibi şeyler hem bizi terfi ettirebilir hem de mevcut i̇şleri daha kolay yapmamızı sağlar.
Diğer yandan farklı haberleri elde etmek, çevremizi genişletmek ya da yatırım i̇lgili araştırmalar yapmak, örneğin haftada 40 saat işe ayırırken, haftada 3-4 saat de yatırıma ayırabiliriz. Bu durumda bizim uzun vadeli servetimizin büyüme etkisi çok daha pozitif olacaktır ve inanın haftada 40 saat ayırarak kazandığımız paradan çok daha fazlasını haftada 4 saat yatırım konusunda uzmanlaşmak için ayırırsak elde edebiliriz. Bu yüzden, kişisel gelişim, sürekli kitap okumak, kendimizi geliştirmek, yabancı dil öğrenmek ile mesleğimizde ve hayatımızda önemli bir fark yaratacaktır.
Kitabın tamamını okumak isterseniz aşağıdaki sitelerden satın alabilirsiniz.