Jesse Livermore, borsadaki tüm dalgaların yakalanamayacağını kabul ederek başladı. Jesse'ye göre long ya da short açtığı her pozisyonun doğru olmasını asla bekleme. Her ne kadar titiz, bilgili veya entelektüel dahi olunsa hata yap. İşin püf noktası, kazandıran işlemlerin kaybettiren işlemlerden daha fazla olsun ve para kazan. Birkaç büyük para kazandıran işlem yakalamaya çalışmak hem daha kolay hem daha yapılabilirdir. İşin özeti, Jesse Livermore'un amacı elindeki büyük kar yapan hisseleri tutmayı öğren, bunu öğrenmediğin sürece zengin olamazsın. Karda olan hisseleri tutabildiğin kadar tutma kararı al.
Bu yazımızda size Jesse Livermore'un hikayesini anlatan "Bir Borsa Spekülatörünün Anıları"nı anlatacağız.
Bir Borsa Spekülatörünün Anıları" kitabı 19. yüzyılın ünlü borsacılarından birisi olan Jesse Livermore'un hayatını anlatan bir serüvendir. Kitabı mutlaka okumanızı tavsiye ederiz, çünkü bu kitap doğrularınızı, yanlışlarınızı üçüncü bir kişi olarak kendi hayatınızı saçmalıklarınızı objektif bir şekilde size analiz etme fırsatı sunacaktır.
Profesyonel veya yatırımcı olarak piyasaya yeni dahil olmaya başlayan insanların genelde okuduğu ilk kitaplardan birisi ve okumanın da faydalı olacağı üstü tozlu eski bir kitaptır. Jesse'nin borsadaki şöhreti aslında biraz da şu yüzden çok tutmuş bir hikayedir, Jesse birkaç defa milyon kazanabilecek kadar başarıya ulaşmış fakat bunu elini tutamayarak kaybetmiştir. Yaptığımız borsa röportajlarında ve denk geldiğimiz büyük borsacılara hep sormuşuzdur, hiç büyük bir zararınız oldu mu? Birçoğu ne yazık ki büyük zarara uğramışlardır.
Bu kitapta en etkileyici şey Livermore'un son para kaybedişinde kendisine yemin etmesi ve bir daha asla böyle bir hata yapmayacağına, bir daha fakir bir insan olmayacağını yemin ediyor. Her defasında aklımıza şu söz geliyor, "Ticaretin ilk kuralı yatırımı korumaktır."
Jesse ortaokulu bitirir bitirmez bir aracı kurumda borsadaki fiyatları tahtaya yazmak amacıyla işe giriyor. Tahtaya fiyatları yazmaktan para kazanan Jesse, bir süre sonra borsa fiyatlarındaki hareketleri tahmin edebildiğini farkediyor. Rakamlarla arası oldukça iyi olan Jesse bir süre fiyatların ne olacağını kendi kendine tahmin etmeye başlıyor. Yapmış olduğu tahminlerin isabetli olduğunu anlayınca Jesse bir süre sonra borsada işlem yapmaya başlıyor. Çok kısa bir süre içerisinde bin Dolar ve yaklaşık 20'li yaşlarında ilk 10 bin Dolar'ını kazanıyor.
Jesse sonrasında ufak bir aracı kurumda işlem yapmayı bırakıp büyük oyunda yerini alabilmek için New York'taki bir yatırım kuruluşunda çalışmaya gidiyor. İşler burada tam da istediği gibi oluyor. Büyüyor, fakat kontrolden maalesef çıkıyor. Burada tam 2 defa milyoner olup sonrasında da servetini sıfırlıyor.
Jesse 19. yüzyılın başındaki krizden önce yüklü miktarda açtığı şort pozisyonlar sayesinde çok kısa bir süre içerisinde 3 milyon Dolar para kazanmıştır. Bazı trader'ların aldığı pozisyonlar genel olarak short (açığa satış) pozisyondur. Trader'lar, fiyatlar düşerken yükselmelerine oranla daha dik bir açıyla düşeceklerine inanırlar. Yani bir fiyat yükselmeye başladığında 4 ayda geldiği yere sadece 10-15 gün gibi kısa bir süre içerisinde yükselişe başladığı seviyeye indiğini savunurlar.
Jesse de öyle yaptı. Fiyatların düşeceğine inanıyordu ve haklı da çıktı. Açtığı kaldıraçlı short pozisyonların sayesinde çok kısa bir süre içerisinde hatırı sayılır bir para kazanmıştı. Hayatında ilk defa milyon kazanmak ile ilgili Bill Gates'in bilgi için bir sözü vardır: "En zoru ilk milyondur." Belki Jesse için yeteri kadar zor olmamıştı. Kıymetini bilemedi ve yaptığı hatalar sonucunda parasını kaybetti. Hem de aynı yıl kaybetti. Evet, o kazandığı 3 milyon Dolar'ı Jesse aynı yıl içerisinde kaybederek belki de o gün borsayı bıraksa sıfırdan gelen birisi için ömrü boyunca yetecek kadar bir paraya sahip olmuştu. Fakat o fırsatı kaybetti.
Farklı meslek guruplarında meslek hayatının zirvesine genelde 45 yaşında gelirler ve genelde de büyük para kazanılmaya başlandığı dönemler de o yaşlardır. İnsan artık yaptığı işte ustalaşmış ve ne yaptığını biliyordur. Yaptığı iş onun vücudunun bir uzvu haline gelmiştir ve ustasıdır.
Çıraklık dönemi muazzam bir dönemdir. Her türlü hatayı yapabileceğiniz, saçma sorular sorabileceğiniz, kısacası hata affedilir dönemidir. Bu dönemde elinizden geldikçe en verimli, yani en hatalarla dolu şekilde, geçirmeniz önemlidir.
İnsanlar hata ve tecrübe konusunda 3'e ayrılırlar: hatalarından ders almayan, hatalarından ders alan ve başkalarının hatalarından ders alan. Eğer ilki değilseniz ve yaptığınız hatalardan ders almayıp hataları tekrar eden birisi değilseniz çok büyük bir ihtimal başarılı olacaksınızdır. Hatalar silsilesi geçirdiğiniz, peş peşe hatalar dönemi içerisinde girdiğiniz ve özgüveninizi de kaybettiğiniz o hatalar dönemi de olabilir, hatalarınızı tekrarlamıyorsanız her şeye rağmen işin sonunda her şey çok güzel olacaktır.
Jesse hata yaptı. Dünyaları kazandı ve aynı yıl her şeyini kaybetti. Üstüne de borsada 1 milyon Dolar'a yakın borcu da girdi.
Jesse'nin birçok iniş çıkışı oldu. O eski Jesse artık yoktu. Hatalarından ders aldı ve şu meşhur lafı söyledi: "Ne yapmam gerektiğini öğrenmek için ne yapmam gerektiğini öğrendim." Kazanmak için yapmanız gerektiğini öğrenmeye başladığınızda aslında kaybetmemek için de ne yapmanız gerektiğini de öğreniyorsunuz.
Jesse, "Benim için büyük para kazandıran şey asla benim herkesten farklı olan piyasa öngörüm olmadı. Verdiğim kararların doğru olması olmadı. Bana kazandıran şey, elimdeki doğru hisseyi tutabildiğim kadar tutmak oldu. Doğru hissede oturmak ve kımıldamadan beklemek oldu." der.
Bir borsacı hastalığıdır. Kendini borsada işlem yapma zorunluluğunda hisseder. Sanki alıp sattıkça daha çok kazanacakmış gibi hisseder. Bir şey yükselirken onu satarak kar almaktan zevk alır. Geçmiş fiyat hareketleri üzerinde test edilen algoritmalar denendikçe şu farkedilir, algoritmaların en büyük özelliği bir şey yükseldi diye satmazsın. Scalping veya yüksek frekanslı işlemlerdeki algoritmalardan bahsetmiyoruz. Al sat koşullarına bağlı sistemlerde bir şey yükseldi diye satılmaz. Bir şeyi sonsuza kadar tutabilir, ama bunu bir insanın psikolojisine yenik düşmeden başarması çok zordur. Zaten yapabiliyorsa başarmıştır.
Pek çok değer yatırımcısının aksine Jesse, hisse senedi fiyatlarının yükselmesine rağmen kazanan hisselerinize para yatırmanızı önerir. Çoğu yatırımcı daha ucuz diye almayı kabul ettiği senedin fiyatları düştüğünde ek alım yapmak ister. Jesse aynı fikirde değil. O, büyük kazançların o şekilde olmayacağına inanıyor ve bu yüzden bir tane yükselen hisse bulduğunuzda satın alma maliyetini ek alımlar yaparak arttırmanız gerektiğini söylüyor.
Bir piyasa veya hisse senedi ne kadar pahalı veya ucuz görünürse gözüksün her zaman daha yüksek veya daha düşük olabilir. Bu nedenle, siz satın aldıktan sonra bu işlemin doğru olduğunu yükselerek kanıtlayan bir işleminiz varsa yükseliş ivmesi bozulana kadar faydalanabileceğiniz kadar faydalanın der.
Yeni bir gezegen aramıyoruz veya Amerika'yı yeniden keşfetmiyoruz. Bilindiği gibi bu kitap eski yazılmış bir kitap ve kitabın üzerinden yıllar geçmiş olsa da sistem değişmiş yeni bir dönem başlamış gibi gözükse de ticaret hep ticaretti. Bugün borsada olan her şey önceden de oldu ve tekrar olacak.
Meşhur bir söz vardır: "Borsada her 5 yılda bir, 100 yılda bir denk gelinen bir olay olur."
Spekülatif tepelerin zirvesi eskiden ne kadar sivri ise şu anda da o kadar sivridir.
İnsanlar eskiden hatalar yapıyorsa gelecekte da hatalar yapmaya devam edecek. Kim neyi doğru yapmışsa başka insanlar tarafından da aynı doğrular yapılmaya devam edecek. Bu temelde diğer tüm yatırım kitaplarında da vurgulanan; disiplinli ol, araştır, öğren, kendi kararlarına güven ve bir şekilde şanslı ol.
Jesse ile ilgili bir hikaye daha, onu bir kez daha milyoner yapan ve büyük galibiyetlerinden birinin (pamuğa yaptığı yatırım) sonrasında servetinin %90'ını kaybetmiştir.
Bir Borsa Spekülatörünün Anıları ilginç bir kitaptır, ancak başarılı bir yatırım öğretmeni kılavuzu değildir. Daha ziyade hem iyiyi hem kötüyü size sunabilecek trader dersleri ve tecrübeleridir. Jesse yaklaşık 30 yıl sonra artık profesyonel bir trader olduğunda net değeri 100 milyon Dolar'ın üzerinde bir servetle işlem yapıyordu.
Edvin Lefevre'in yazdığı kitabı neden okumalısınız? Bu kitap sizi bir borsacının içine çeker, aracı kurum dünyasında bir tur attırır ve finansal ürünlere bir göz atma imkanı sunar. Sadece Jesse değil, kitapta geçen birçok borsacı karakteri ile tanışma imkânı verir. Dahası birçok gerçek hayat figürü ile iyi çizilmiş karakterler kadrosuyla tanışma fırsatı verir. Bu karakterlerden bir tanesi de bir boğa piyasasında ne olursa olsun hisse senedi pozisyonlarından ayrınılmaması gerektiğini söyler. Bir içeriden öğrenen tarafından hisseleri satması gerektiği bizzat söylense dahi onun kararları ve psikolojisi sarsılmaz. Boğa piyasasında olduğumuz için hisselerini satmam der.
Kitaptaki bir diğer tema ise her zaman piyasa hareketlerinden öğrenebileceğimiz bir şeyler vardır. O yüzden kendinize her zaman borsanın öğrencisi olmaya hazırlayın.
Bireysel fiyat dalgalanmaları yerine tüm piyasayı bir bütün olarak görmenin önemi her zaman vurgulanmıştır.
Kitapta piyasalarda işlem yaparken koşulları dikkatlice nasıl inceleneceğinin örnekleri de mevcuttur. Bu kitapla birlikte hissenin fiyatının neden değiştiği konusunda birçok görüş ve deneyime sahip olacaksınız. Belki de bazı fiyat hareketlerindeki değişimleri umursamamaya başlayacaksınız. Fiyat hareketindeki değişimleri piyasanın diğer ürünleri ile kontrol ederek çok da fazla endişelenmemek gerektiğini öğreneceksiniz.
Zarar ettiğiniz işlemlerinizden ders alın. Aynı stratejiyle başladığınız 10 tane işlemde zarar ettiğinizi varsayın. Her defasında eğer bir ders çıkarymışsanız bu durum sizi ileride yaşama ihtimaliniz olan 10 tane durumda daha tecrübeli ve deneyimli birisi olmanızı sağlayacaktır.
Yatırımcılar için en büyük odak noktası doğru olmak değil para kazanmak olmalıdır. Trader'lar ile yatırımcılar arasında en büyük fark da budur. Trader'lar trendi satın alırlar ve yatırımcılar uzun vadede bu trendin içerisine zaten dahil olurlar. Burada her ikisinin de ortak sorunu ve trend'in sonunda ne kadar kalacakları ve trend'ten ne zaman çıkacaklarıdır.
Stratejinizi planlamak için kendinize zaman ayırın. İnsan yatırım yapmak için ne kadar zaman ayırması gerektiğini bilmez. Hatta zaman ayırmaz. Yeterince derinlemesine düşünmez. Bunun yerine gelişi güzel hareketler yapma eğilimindedir. Stratejinizi planlamak için zaman ayırın, ardından piyasanın iniş ve çıkışları boyunca o plana bağlı kalın.
Kitabı okurken dikkatinizi çekecek, Jesse tüm işlemlerinin en başında en sonu düşünerek her şeyi satın alıyor. Almadan önce yeteri kadar araştırma yapmak gerektiğini vurguluyor. Bir hisse alırken en az orta model bir otomobil alacak kadar araştırma yapmak lazım der.