Borsa, hisse senetleri aracılığıyla büyük şirketlere ortak olma ve kar potansiyelini değerlendirme imkanı sunar. Peki, borsaya nasıl adım atılır ve yatırım stratejileri nelerdir? Bu yazıda, hisse senedi alımından haklarınıza, ne kadar para ve zamanla başlamanız gerektiğinden, borsa hakkında öğrenmeniz gereken konulara kadar detaylı bilgiler bulabilirsiniz. Borsaya adım atarken çeşitlendirme, doğru zamanlama ve farklı sektörlere yatırım yapmanın önemi büyük. Bu rehber, borsa dünyasına ilk adımınızı sağlam atmanıza yardımcı olacak.
İlk olarak borsa nedir? Borsada hisse alarak aslında şirketlere ortak olmaktayız. Genelde insanların hemen al-sat yapması nedeniyle bu ortaklık belki hissedilemeyebilir, ama borsaların temel kuruluş amacı küçük hissedarların da büyük şirketlere ortak olabilmesine ve uzun yıllar bu şirketlerin kendilerinin de payı olabilmesini sağlamaktır.
Bir fabrika düşünün ve bu fabrikanın piyasa değeri 10 milyon TL olsun. Eğer bu fabrikanın 1 milyon adet hissesi varsa hisse başı fiyatı 10 TL olacaktır. Biz 10 TL yatırarak bu fabrikanın 1/10 milyonuna ortak oluruz.
Hisseleri nasıl alabiliriz? Hisse almamız için öncelikle yatırım hesabı açmalıyız. Yatırım hesabını bankalardan ya da doğrudan aracı kurumlardan açabiliriz. Bankalarda açsak bile bankalar da belli aracı kurumlar ile çalışmakta ve yatırım hesapları ancak aracı kurumlarda açılabilmektedir. Yine de bankalarda hesap açıp bu bankaların web sitelerini kullanarak çok rahat bir şekilde işlem yapabilmekteyiz.
Hesap açarken oldukça kalın, yatırım hesabı ile ilgili dökümanlar bulunmaktadır. Bu dokümanları imzalamak için banka şubesine gitmeniz gerekmektedir.
Yatırım hesabı açarken dikkat edeceğiniz en önemli hususlardan biri yatırım hesabı işletim ücreti verip vermeyeceğinizdir. Bankaya bunu sormalıyız.
Diğer bir husus ise komisyon ücretleridir. Eğer yatırıma yeni başladıysak ve portföyümüz düşükse sizden 1000'de 2 ya da 1000'de 1 gibi komisyon ücretleri alınabilecektir. Eğer imkanınız varsa 1000'de 1 ve altı komisyon ücreti alan bir aracı kurumla çalışmanızı tavsiye ederiz. Bu komisyon ücretleri hisse alım ve satım sırasında ödenmektedir.
Yatırım hesabını açtık ve hisse senedini aldık. Peki ne gibi haklara sahip oluyoruz?
Öncelikle, kar payı alma hakkımız vardır. Şirketlerin yarıya yakını her yıl düzenli kar payı dağıtmaktadır. Bu kar payları önce yatırım hesabınıza ve sonra ise virman yaparak vadesiz hesabınıza aktarılabilir.
Kar payı dağıtmayan şirketler de olduğu gibi bunların aslında gelecek yıllarda kar payı dağıtmaya başlayacağı düşünülmektedir. Bazı şirketler zarar etmektedir. Onların kar payı dağıtıp dağıtmayacağı ciddi bir soru işaretidir.
Genelde küçük yatırımcıların kullanmadığı bir hak olan genel kurulda oy verme hakkıdır. Her yıl şirketler düzenli olarak genel kurul düzenler ve bu genel kurullarda şirketler hakkındaki temel kararlar alınır. Biz de, 1 adet hissemiz bile olsa, bu genel kurula katılma ve oy verme hakkına sahip oluruz.
Bir diğer hak ise sermaye artırımına katılma hakkıdır. Bu genelde bedelsiz sermaye artırımı olarak olur. Otomatikman hisseler hesabınıza düşer, fakat bazen bedelli sermaye artışı da söz konusudur. İlave bir yatırım yapmamız beklenir. Eğer bu hakkı kullanmazsak genelde zarara uğrarız. O nedenle, hakkı kullanmamız gerekiyor. Kullanmıyor olsak bile bize verilen bu hakkı başka yatırımcılara satmamız gerekir. Bu nedenle, pasif yatırım yapan veya al-tut yapan hissedarların, yatırımcıların dikkat etmesi gereken en önemli şey bedelli sermaye artışlarında yapmaları gereken işlemleri aksatmamalarıdır.
Son olarak, tasfiye bakiyesinden pay alma hakkıdır. Eğer yatırım yaptığınız şirket iflas etmişse ve iflas ettikten sonra borçları ödendikten sonra herhangi bir değer kalırsa, mevcut hissedarlar arasında bu değer dönüştürülür. Fakat maalesef genelde iflas eden şirketlerde herhangi bir tasfiye bakiyesi kalmamaktadır.
Peki neden hisse senedi almalıyız? Buna da 3 temel önemli başlıkla cevap verebiliriz.
Hisse senetlerinin kar potansiyeli, diğer bütün yatırım araçlarına göre daha yüksektir. Yani ne vadeli mevduat, ne altın, ne de döviz bir hisse senedinin getiri potansiyelini vaad edemez.
Hisse senetlerinin bir dezavantajı riskli olmalarıdır. Özellikle bazı şirketler iflas edebilirler ve iflas eden şirketlere yatırım yaparsak bütün varlığımızı kaybederiz. Bu nedenle, doğal olarak riskle birlikte kar potansiyeli de artmakta ve çeşitlendirilmiş bir portföyde geçmiş yüzyıla bakıldığında en çok kazanç sağlayan yatırım aracının hisse senedi olduğu görülmektedir.
Hisse senetlerinin bir diğer avantajı büyük şirketlere ortak olma şansıdır. Bir şirket kurduğumuzu düşünelim. muhtemelen küçük bir şirket kuracağız ve rekabet gücümüz zayıf olacak. Birlikte iş yaptığımız büyük şirketlere imrenerek bakacağız. Oysa bu konuyu hisse senetleri piyasasında ele aldığımızda, bizim en büyük ve en güçlü şirketlere doğrudan ortak olma ve o şirketlerin rekabet gücünü de fırsata çevirerek kar payı elde etme şansımız olacaktır.
Hisse senetlerine yatırımdaki bir diğer fırsat ise birçok farklı şirkete ortak olma imkanıdır. Yani hem sektör hem şirket seçme fırsatımız vardır. Bu da bize ciddi ve diğer yatırım alternatiflerinde olmayan esneklik yaratmaktadır.
Hisse senetlerini almak için ne kadar parayla başlanmalı? Aslında bunun sınırı yoktur. 50-100 liraya da hisse alabilirsiniz. Birçok hissenin fiyatı 1 lira, 5 lira, 10 lira gibidir. Fakat burada dikkat edilecek en önemli husus yatırım hesabının işletme maliyetidir. Eğer yatırım hesabı ile ilgili yıllık sabit bir ücret kesiliyorsa, örneğin 50-100 lira gibi, bizim 1000 liralık bir hisse senedi portföyüne sahip olmamız oldukça maliyetli olacaktır. Çünkü %5-10 gibi bir sabit gider söz konusu. Fakat 10-20 bin lirayı aşan bir yatırımımız gelecekte olacaksa bunu sorun etmeyiz.
Tek seferde de hisse senedi almak zorunda değiliz. Örneğin, ilk aşamada portföyümüze her ay 300 lira ekleyebiliriz. Herhangi bir sorun yaşamadan düşük bedelle de rahatlıkla borsaya yatırabiliriz.
Borsaya ne kadar zaman ayırmalıyım? Eğer uzun vadeli pasif bir strateji istiyorsanız, yani diyorsanız ki ben şu 20 şirketi belirledim ve bunlar BIST 30'daki şirketler, ben her ay düzenli bu kadar alacağım ya da 6 ayda bir şu şirketlere şu kadar yatırım yapacağım. O zaman pek zaman ayırmanıza gerek yok. Belirlenmiş bir planınız var ve o plan dahilinde hareket ediyorsunuz. Sadece 6 ayda bir hesabınızı açıp o işlemleri yapmanız yeterli olacaktır. Burada siz muhtemelen endekse paralel bir getirmeyi hedefliyorsunuz.
Fakat ben hisseyi alacağım, ama satmayı da düşünürüm. Değerinde mi değil mi, ucuz mu pahalı mı bunu tespit etmeye çalışmak istiyorum ve ben endeksin üstünde getiri elde etmek istiyorum diyorsanız, bu sefer iş oldukça zorlaşıyor. Çünkü sizinle aynı fikirde olan binlerce, onbinlerce farklı yatırımcı var. Muhtemelen onların kaybından siz kazanç sağlıyorsunuz ve sizin kaybınızdan da onlar kazanç sağlıyor. Bu nedenle, genel ortalamanın üstünde olmanız gerekiyor, yani 100 tane yatırımcı varsa en az 90'ından iyi olmanız gerekiyor ki başarılı olabilesiniz. Bunu da sağlamak ancak borsaya belki günde 3-5 saat zaman ayırarak ve çok çalışarak mümkün olabilir.
Kaç adet hisse almalıyım? Bu soruya farklı uzmanlar farklı cevaplar vermektedir. Eğer hisse adediniz 15'i geçerse riskiniz oldukça düşecektir. Özellikle BIST 30 ya da BIST 100 endeksindeki hisse senetlerinde kalırsanız ve 15 adet hisseyi geçerseniz, her bir hissede de %10'dan az yatırım yaparsanız riski ciddi anlamda minimize etmiş olursunuz.
Bir diğer husus ise sektörleri çeşitlendirmektir. Sektörler ne kadar çeşitli olursa belli sektörün yaşayacağı sıkıntıların bize etkisi o kadar az olacaktır. 5 ve üzeri sektöre yönelik yatırım yapmak ve sektöre %20'den daha az yatırım yapmak mantıklı olacaktır.
Hisse senedini ne zaman almalıyım? Genelde eğer bu işi biliyorsanız zamana yayarak, yani 10 bin lirayı bir hisseye yatıracaksanız onu 1000 liralara bölüp üç ayda bir yapabilirsiniz. Böylece belki alım işlemi üç yıl sürecek, ama hem ucuzken hem pahalıyken alarak riski minimize edeceksiniz. Aksi takdirde tek seferde alırsanız ve o hissi ciddi bir fiyat durgunluğuna girer ya da aşağı inip orada kalırsa muhtemelen uzun vadeli bir zarara uğrama riski daha fazla olacaktır. Borsada zamanlama yapmak ciddi anlamda risktir ve zamana yaymak en akıllıca yöntemdir.
Özellikle endeksin düştüğü ve bütün yatırımcıların mutsuz olduğu dönemlerde belki yatırımları daha yoğunlaştırabilirsiniz, çünkü genelde insanlar karamsarlıklara kapılarak da endeksi olmadık yerlere taşıyabilmektedirler. Örneğin, o yıl ciddi bir kriz oldu ve endeks %40 düştü. O dönemlerde belki alımlarınızı daha sıklaştırabilirsiniz.
Eğer pasif yatırım yapmıyorsanız, yani 15-20 tane şirketi alıp çeşitlendirilmiş bir portföy oluşturup ve bir daha hiç satmayacaksanız, tam tersine hissenin doğru fiyatını belirleyip eğer olması gerekenden düşükse alıp pahalı ise satarak aktif bir strateji izlemek istiyorsanız, gerçekten ciddi anlamda donanımlı olmalısınız.
Ekonomi ve makroekonomik gelişmeler bütün şirketleri etkiliyor. Yatırım yaptığınız şirketin döviz kuru açısından ekonomik büyümenin değişmesinden nasıl etkileneceğini bilmeniz gerekiyor. Aynı zamanda ekonomik büyüme ile ilgili ne gibi sürprizler yaşayabileceğinizi de bilmeniz gerekiyor. Bu ancak ekonomiden iyi seviyede anlamanız ile mümkün olabilir.
Bir diğer konu finans ve muhasebedir. Finans ayrı bir derstir. Daha çok faiz ile ilgili konulardır. Muhasebe ise yatırım yaptığınız şirketin defterinin ve finansal tablolarının nasıl oluşturulduğu ile ilgilidir.
Yönetimden anlamamız, şirketin nasıl yönetildiğini bilmemiz ve o şirketi yönetmenin kolay mı yoksa zor mu olduğunu bilmemiz ve yönetimde şirketin uyguladığı stratejilerin ne olduğunu anlamamız gerekmektedir. Bu da yönetim branşına hakim olmakla mümkündür. Kurumsal yönetim ise daha çok açıklanabilirlik, şeffaflık ve dürüstlük gibi temel ilkeleri olan bir branştır. Bunu da bilirsek yatırım yaptığınız şirketin kurumsal yönetim ilkelerine ne derece uyduğunu saptayabiliriz.
Yine pazarlama önemli bir branştır. Bütün şirketlerin rekabet gücü uyguladıkları pazarlama stratejilerinden gelir. Eğer pazarlama branşına hakim olursak hangi şirketlerin daha avantajlı hangi şirketlerin dezavantajlı olduğunu anlayabiliriz.
Özellikle trade yapıyorsak, kısa vadeli al-sat yapıyorsak, istatistik ve ekonomi branşını da bilmeliyiz, çünkü geçmişe dönük 10 yıllık bir test yaptık ve bu testin çalıştığını gördük. Oysa bu şans eseri rastlantısal bir şekilde oluşmuş olabilir. Biz ekonomi ve istatistiğe ne kadar hakimsek onun da şans eseri olma ihtimalinin ne düzeyde olduğunu biliriz. Bütün bu konularda değişik kitapları okuyarak kendimizi geçirmemiz gerekir.
Borsa hakkındaki bilgileri nasıl öğrenebilirim? Akla gelen ilk kaynak, kitap okumaktır. Açıkçası borsada ilk hissenizi almadan önce yaklaşık 5-10 tane kitap okumanızı tavsiye ederiz. Bu kitapların nitelikli ve Amerika'da yayınlanmış kitaplar olması faydalı olacaktır.
Bu sayede birçok küçük yatırımcının düştüğü hatalara en başta düşmezsiniz. Bu nedenle, özellikle büyük yatırımcıların Warren Buffett'ın, Peter Lynch'ın, Aswath Damodaran'ın ve bu tarz büyük yazarların kitaplarını okumak da faydalı olacaktır.
Borsa ile ilgili dünyaca ünlü kitapları sizler için özetledik. Aşağıdaki bağlantı adreslerine tıklayarak okuyabilirsiniz.
Borsa ile ilgili izlemenizi tavsiye ettiğimiz aşağıdaki filmleri sizler için derledik. Aşağıdaki bağlantı adreslerine tıklayarak okuyabilirsiniz.
İnternetteki kaynakları takip etmek, örneğin blogları ve Youtube videolarını takip etmek, sosyal medyada yazı yazan uzmanları takip etmek, bunlar da bizim için öğretici olabilir. Fakat burada tabii bazen yanlış bilgi niteliğinde hesaplar olabiliyor. Çok nitelikli hesaplar da olabiliyor.
Aracı kurumların raporlarını okumak hem sektör hakkında hem şirket hakkında hem de ekonomi hakkında çeşitli bilgiler verebilmektedir. İş Yatırım, Ak Yatırım, Halk Yatırım, Ziraat Yatırım, Vakıf Yatırım ve Şeker Yatırım gibi bu aracı kurumların web sitelerini ziyaret edip araştırma raporlarına ve analizlerine ulaşabilirsiniz. Bu raporlardaki her bilgiyi okuyup anlayıp, anlamadığınız kelimeleri de i̇nternette aratıp öğrenerek kendinizi geliştirebilirsiniz.