Borsa, şirketlerin hisse senetlerini alıp sattığı ve yatırımcıların çeşitli stratejilerle kazanç sağlamaya çalıştığı bir finansal piyasadır. Hisse senedi sahipleri, şirketin karına ortak olma hakkına sahipken, borsa yatırımcıları çeşitli yatırım türleri arasında seçim yapabilir. Hisse senedi alımı, uygun seçim ve risklerin yönetilmesi gerektiren bir süreçtir. Yatırım yaparken hisse seçimi, getiri potansiyeli ve riskler gibi faktörler dikkatlice değerlendirilmelidir. Bu yazıda, borsanın işleyişi ve hisse senedi yatırımında dikkat edilmesi gerekenler hakkında kapsamlı bilgiler bulabilirsiniz.
Borsa bireysel yatırımcıların büyük şirketlere ortak olmasını sağlayan önemli bir yatırım alternatifidir. Bu sayede biz de Koç Holding, Sabancı, Akbank ve Turkcell gibi yüzlerce farklı şirkete hissedar olma şansı yakalayabilirsiniz. Çoğunlukla insanlar borsayı kumar ile özdeşleştirse ve çok riskli bir yatırım alternatif olarak görse de aslında Türkiye'nin en güçlü ve en güvenli şirketlerinin hisselerini almamız ve yıllarca saklamamız durumunda o şirketlerin ana sahipleri ile benzer haklara sahip olmamız söz konusu olacaktır.
Borsada her bir hisse belli bir payı ifade etmektedir. Bazı şirketler 10 milyon farklı parçaya, bazı şirketler 1 milyar farklı parçaya bölünmüş olabilir. 1 milyar adet hissesi olan bir şirketin eğer bir hisse bedeli 10 TL ile ise toplam piyasa değeri 10 milyar TL'dir. Biz bir hisseye sahip olarak o şirketin 1/1 milyarına ortak olmuş oluruz.
Şirketin hissesini aldığımızda 4 temel hakka sahip olmaktayız. Bu haklara aşağıdaki sayfamızda inceleyebilirsiniz.
Borsada yatırımlar aktif ve pasif yatırım olarak 2 temel anasınıfa ayrılır. Bu yatırım türlerinin detaylarına aşağıdaki sayfamızdan erişebilirsiniz.
Hisse senedi alabilmek için yatırım hesabı bulunması gerekmektedir. Yatırım hesabını ya bankalar ile ya da aracı kurumlar ile açabiliriz. Bankalardan açıyor olsak bile o bankaların çalıştığı aracı kurumlar da hesabımız açılacaktır, çünkü borsada işlem yapma yetkisi aracı kurumlardadır. Hisse senedi alımı ve satımı ile ilgili detaylara aşağıdaki sayfamızdan ulaşabilirsiniz.
Hisse seçmek oldukça zordur. Hem ciddi bilgi hem de tecrübe gerektiren bir süreçtir. Eğer pasif yatırım yapacaksak işimiz biraz daha kolay olabilir. BIST 30 endeksinde sadece büyük şirketler bulunmaktadır. Önde gelen bankalar; Akbank, Garanti, Yapı Kredi gibi, Aselsan, Ereğli gibi önemli sanayi kuruluşları bulunur. Bu endekste acemi isek sadece bu endeksteki şirketleri alırsak yanlış fiyatla hisse alma riskimiz az alacaktır.
Hisse sayısını 10'dan fazla tutarsak, farklı sektörlerde şirket almaya özen gösterirsek ve her şirkete eşit tutarda yatırım yaparsak risk ciddi anlamda düşer.
Eğer aktif yatırım yapma iddiasındaysak yatırım yaptığımız şirketin gelecek yıllardaki karlılığını tahmin etmemiz gerekir, çünkü bir şirketin hisse fiyatını gelecek yıllardaki karları belirler. Eğer gelecek yıl da hisse başına karın 1 TL olacağını tahmin ediyorsak, bugün 6-7 TL vermemiz makul olabilir. Tabi bu fiyatlama ve çarpan da günden güne diğer alternatif yatırım araçlarının getiri potansiyeline ve riske göre değişmektedir.
Bir hisseye yatırım yaparken kurum sağlığı çok önemlidir. Eğer şirketin patronları güvenilir ise, o şirketin 30-40 yıllık mazisi varsa, sürekli karşılıkları devam ediyorsa, gelecekte o sektörüne ilgili önemli riskler yoksa, şirketin finansal borcu yönetilebilir seviyede ise ve finansal giderleri az ise bu şirketler daha makbuldür. Ayrıca, diğer bakılabilecek önemli husus ise karlılığına göre piyasa değerinin uygun olmasıdır.
Borsa diğer yatırım araçlarına göre oldukça oynak bir yatırım alternatifidir. Kısa vadede, 1-2 yıl gibi dönemlerde, ciddi fiyat kayıpları yaşanabilir. Örneğin, %30-50 kayıp bile yaşayabiliriz. Eğer yatırım yaptığımız şirket iflas ederse bütün yatırımın yok olması da söz konusudur. Fakat uzun vadede çeşitlendirme portföyü ile getiri potansiyeli diğer alternatiflere göre daha yüksektir.
Türkiye örneğine baktığımızda son 33 yılda yapılan çalışmaya göre yıllık ortalama getiri enflasyon üstünde %7'dir. Amerika'da son 100 yıla dayanan çalışmalarda yıllık ortalama getirinin %8 olduğu görülmüştür. Fakat dönem dönem, örneğin İtalya borsasında son 20 yıldır, Japon borsasında 1980'lerde ciddi düşüşler yaşanmış ve tekrar kazanç elde edebilmek için çok uzun süre beklenmesi gerekmiştir. Bu nedenle, alımları zamana yaymak getiri potansiyelini artırıp riski azaltacaktır.
Genel olarak özetlemek gerekirse, borsa diğer altın, döviz ve vadeli mevzuata göre daha yüksek potansiyel barındırmaktadır. Fakat riskleri de bir miktar daha yüksektir.
Borsada yatırım yaparken 2 temel riskimiz vardır. Birincisi, yatırım yaptığımız şirketin işlerinin bozulma riskidir. Bu bozulma durumu çok sık yaşanabilir ve paniğe kapılıp hisseyi satmanız yanlış bir karar olabilir, çünkü karlılığın düştüğü dönemlerde tekrar o şirketin toparlandığı ve yüksek karlara ulaştığı durum söz konusu olabilmektedir. Bu nedenle, paniğe kapılıp hisseyi satmak risklidir. Ancak, diğer yandan eğer o şirket iflasa doğru sürüklenirse yatırdığımız tutarın tamamını kaybederiz.
Bir diğer risk ise ülke riskidir. Ülkede ekonomik şartlar kötüye gider ve kalıcı olursa, bizim de borsa yatırımlarımızdan zarar etme durumumuz söz konusu olacaktır. Fakat ekonomi kötüye gitti, borsada fiyatlar düştü sonra biz de hisse almaya devam ettik, eğer ekonomi tekrar eski haline gelir, büyümeler tekrar yaşanmaya başlarsa bu sefer de ciddi bir kazanç potansiyeli söz konusu olacaktır.