Borsada kimlerin nasıl para kazandığını anlamak, yatırımcılar için büyük bir avantaj sağlar. Aracı kurumlar komisyonlarla, içeriden öğrenenler ise bilgi avantajıyla para kazanır. Kurumsal al-sat’çılar, spekülatörler ve profesyonel trader’lar günlük işlemlerle kazanç elde ederken, uzun vadeli yatırımcılar temel analiz yaparak kar sağlar. Tüyocular ve amatör yatırımcılar ise riskli yöntemlerle para kazanmayı dener. Bu yazıda, borsada farklı grupların kazanç stratejilerine ve dikkat edilmesi gereken unsurlara değineceğiz.
Borsayı bir besin zincirine benzetirsek, aracı kurumlar bu besin zincirinin en tepesinde bulunur. Bu kurumların hem ofis kiraları, personel giderleri ve reklam giderleri gibi genel giderleri vardır hem de Merkez Kayıt Kuruluşu gibi kuruluşlara ödedikleri belli masraflar vardır. Bu nedenle, yatırımcılarından komisyon almaları gerekir ve bu komisyonu da işlem hacmi üzerinden alırlar. Bu da daha fazla al sat yapan yatırımcılar daha fazla komisyon öder ve işlem hacmi düştükçe bütçeniz ne kadar yüksek olursa olsun daha az komisyon ödersiniz.
Hisse fiyatları sürekli yukarı aşağı gittiği için komisyon giderleri birçok yatırımcıya yüksek görünmez, fakat uzun vadede çıkışlar ve düşüşler birbirlerini nötürler ve genelde defterin son hanesinde kaybedilen ve ödenen komisyon giderleri kalmaktadır.
Örneğin, bir yatırımcı yılda %1 komisyon gideri ödesin. 20 yıl boyunca yatırım yapsın ve toplam ulaşacağı varlığın %20'si komisyon gideri olarak kaybedilmiş olacaktır. Bir havuz düşünün 10 kişi ortaya para koyuyor, %20'si alınıyor ve kalan %80'ini yatırımcılar bölüşüyor. Bu nedenle, komisyon giderleri asla ihmal edilmemelidir.
Bir diğer önemli oyuncu içeriden öğrenenlerdir. İçeriden öğrenenlerin özelliği yasadışı yollarla işlem yapmalarıdır. İki gruba ayrılır. Birinci grup Kamuyu Aydınlatma Platformu (KAP) ile resmi yoldan işlem yapanlardır. Bu yasadışı değildir. Ancak, içeriden öğrenen şirketin üst yönetiminde bulunan ya da o şirketi denetlemeye gelen ve finansal tablolar oluşturan çalışanlar hisse alıp satabilir. 30 farklı insan bir şirket hakkındaki önemli ve hisse fiyatını etkileyecek unsurları diğer bütün yatırımcılardan erken öğrenmektedir. Kendileri her ne kadar işlem yapma yetkileri olmasa da ya da hukuksal sorunlar çıkabilse de bu bilgiyi tanıdıklarına ulaştırabilirler. Tanıdıkları da aldıkları bu bilgiler ile işlem yapacaklardır.
Örneğin, bir şirket güzel bir haber bekliyor ve 1 hafta sonra iyi bir finansal tablo açıklayacak. Bu bilgi birkaç kişinin önceden kulağına gitti. Bu kişiler hisseyi almaya başladı ve dışarıdaki yatırımcılar hisse yukarı çıkıyor ve ne güzel bir fırsat oldu ben bunu satayım diye düşünecek. Ancak, oysa o haber açıklandığında çok ciddi bir ralliyi kaçırmış olurlar. Diğer yandan kötü bir haber geldi diyelim ve içeriden öğrenenler kimsenin vakıf olmadığı bilgi ışığında hisseyi sattılar ve dışarıdaki yatırımcılar da bu hisse çok uygun fiyata geldi ben bu fırsatı değerlendireyim ve satın alayım diye düşünecek. Ancak, o haber açıklanınca şirket hisse fiyatında ciddi bir çakılma yaşandı ve içeriden öğrenenlerden haberi olmayanların, yani dışarıdaki yatırımcıların, zararı ile sonuçlandı.
Unutmayın, diğer bütün yatırımcı grupları içeriden öğrenenlere karşı dezavantajlıdır. İçeriden öğrenenleri mutfakta yemeyi pişiren rolde düşünebiliriz. Dışarıdan öğrenenlerin ise salonda mutfaktan gelen kokuyu kollayarak hangi yemek piştiğini ya da yemeğin nasıl olduğunu anlamaya çalıştığını düşünebiliriz. Arada bu denli yüksek bir rekabet avantajı farkı bulunmaktadır.
Borsada besin zincirinin en üst basamaklarından birinde de kurumsal alt-sat'çılar bulunmaktadır. Bu kurumsal al-sat'çılar Goldman Sachs gibi yatırım bankaları, Renaissance Technologies gibi, Winton Capital gibi önemli Hedge Fonlar kurumsal yatırımcıları oluşturmaktadır.
Bunların değişik stratejileri olabilir. Örneğin, matematiksel algoritmaları olabilir. Yüzlerce mühendis, yüzlerce matematikçi çalıştırabilirler. Rönesans Teknolojisi (Renaissance Technologies) Princeton Üniversitesi'nden matematik doktorası olanları özellikle tercih etmektedir. Winton Capital ise bünyesinde astrofizikçi bile bulundurmaktadır. AQR Capital ise çok ciddi yazılar yazmakta ve nobel ödüllü ekonomistlerden aldıkları bilgileri kullanabilmektedir. Bu kadar karmaşık bu kadar farklı oyuncu olduğunda rekabet oldukça zor olmaktadır.
Goldman Sachs'ın 300 tane al-sat'çısı, yani "trader" dediğimiz, bulunmaktadır. Bu 300 kişinin arkasında binlerce destek personeli vardır. Bu 300 kişinin görevi sabah oturup akşama kadar sürekli al-sat yapmaktır. Ancak, çok ciddi bir tecrübe ve birikim vardır. Goldman Sachs, yıl sonunda al-sat'tan elde ettiği gelirin her yıl raporunu almaktadır. Bu raporları incelediğimizde, aşağıdaki grafik, şirketin günlük trade'lerinden elde ettiği kazancı göstermektedir.
Gördüğünüz gibi yalnızca işlem günlerinin 31'inde zarar yazılmış ve genelde 25 ile 50 milyon Dolar arasında kar yazılmıştır. Hatta bazı günler 75 milyon Dolar'ı, bazı günler de 100 milyon Dolar'ı geçtiği olmuştur.
Ortalamada, mütevazi bir yaklaşımda, 30 milyon Dolar kazandığını varsaysak, 200 işlem günü üzerinde hesap yaparsak, kazanç 6 milyar Dolar yapmaktadır. Diğer yıllara da baktığımızda hepsinde benzer sonuçlar vardır. %85-90 başarı oranı ve ortalama bir günde 40-50 milyon Dolar'a varan gelirler söz konusu. Yani, yıllık 5-6 milyar Dolar'lık net kazanç söz konusu. Goldman Sachs'ın 6 milyar Dolar kazanması için kaç tane küçük yatırımcının ne kadar para kaybetmesi gerektiği hesabını size bırakıyoruz.
Borsada besin zincirinin üstündeki bir diğer oyuncu ise spekülatörlerdir. Spekülatörler kendi yüksek meblağlarındaki bütçeler ya da takipçileri ile hareket ederler. Bir şirket özellikle sığ bir hisse ise nasıl bir fiyat hareketi yapacağını spekülatörler karar verir. Diğer yatırımcıları yönlendirme gücüne sahipdirler.
Bazen spekülatörler hisse fiyatını aşağı doğru itip stop-loss'ların çalışmasına yol açarlar ve paniğe kapılan yatırımcılar hisseleri satınca düşük fiyattan alabilirler. Bazen ise hisselere ciddi ralli yaptırırlar ve o ralliyi gören birçok tüyocu ya da amatör al-sat'çı süper bir trend var diye o şirkete girer. Sonra yükselme devam ederken spekülatörler kademe kademe ölçülü bir şekilde ellerindeki malı boşaltır ve en tepede iken artık spekülatörlerin elinde mal kalmamıştır. Bütün hisseler yüksek fiyattan tüyoculara ya da amatör al-sat'çılara geçmiştir. Sonra bir anda %70-90'lara varan düşüşler ile oyun sonlanır. Amatörler ciddi para kaybına katlanır.
Borsadaki temiz oyunculardan biri ve besin zincirinde de üst basamaklarda yer alan bir oyuncu da profesyonel al-sat'çılardır. Bunlar yılların tecrübesiyle hareket ederler. Tüm gün çalışırlar. Günde 10 saat, 15 saat borsa ile ilgilenirler. Kendi algoritmaları vardır ve bu algoritmaları geçmişe dönük test etmişlerdir. İstatistikten ve matematikten anlarlar. Piyasanın gidişatından, şirketlerin durumundan haberleri vardır ve genelde tecrübeleri ile yol alırlar.
Sayıları oldukça azdır ve genelde profesyonel al-sat'çılar sosyal medyada alım satım işlemlerini paylaşmazlar. Çünkü paylaşmaları rekabet güçlerini azaltacaktır.
Temel analize dayalı uzun vade yatırım yapanlar genelde savunma stratejisi uygularlar, çünkü piyasadaki diğer oyuncular ya gizli bilgilere sahip değiller ya da çok güçlülerdir, bilgisayar programları ve yazılımlarla yüksek matematik ile hareket etmektedirler. Onlarla rekabete girmemek için uzun vadeye kayarlar. Çünkü, her bir al-sat'ta muhatabınız sizden çok daha becerikli, çok daha yetenekli yatırımcılar olabilir. Onlarla al-sat ticareti yaptığınızda kayıp yaşama riskiniz artar. Buna mani olmanın tek bir yolu uzun vadeli yatırım ve hisseleri çeşitlendirmektir.
Çok sayıda hisseyi temel analize dayalı çarpanlar ucuz olduğunda, krizler döneminde vesaire alım yaptınız, güçlü şirketleri aldınız ve yıllarca o hisseleri tuttuğunuzda kar eden şirketler muhtemelen zarar eden şirketlerin kayıplarını karşılayacaktır. Aradan 5-10 yıl geçtikten sonra şansız değilseniz kara geçme potansiyeliniz olacaktır.
Kurumsal yatırımcılar da yine oyunun bir başka oyuncusudur. Bunlar genelde emeklilik fonları gibi fonları idare ederler. Maaşlı personeller çalışır. Birazcık al-sat'a kayabildikleri için komisyon gideri ödeyebilirler, fakat genelde temel analiz kullandıkları için çok pahalı yatırım yapmazlar. Bu komisyon giderleri yüzünden uzun vadeli temel analiz yatırımcılarından da daha az getiri potansiyeline sahip olabilirler.
Borsa besin zincirinde bir de temel analize dayalı al-sat yapanlar vardır. Bunlar finansal tabloları incelerler ve genelde geçmiş verilere bakarlar. Bu şirket ucuz, bu şirket pahalı gibi yorumlar yapıp aktif olarak al-sat yaparlar. Al-sat sayısı arttıkça diğer büyük oyunculara yem olma riskleri artar.
Bunu şuna benzetebiliriz, bir göl var ve o gölde balıklar ve timsahlar var. Biz de balık tutuyoruz. Eğer uzun vadeli yatırımcıysak balıkları oltayla tutuyoruz ve çok nadiren balık yakalıyoruz, ama yakaladığımız balığı da yanımızda saklıyoruz. Uzun yıllar boyunca bir daha işlem yapmıyoruz. Eğer temel analize dayalı kısa vadeli al-sat yapıyorsak, o gölün içine kendimiz giriyoruz ve belki daha fazla balık tutma şansımız oluyor. Fakat işler ters gider de timsaha yakalanırsak bütün sermayeyi yok etme riski ile hareket ediyoruz.
Borsa besin zincirinin en altında tüyocular ve amatör al-sat'çılar bulunmaktadır. Bunların genel özelliği çok fazla komisyon gideri öderler. Sürekli hasat yaptıkları için spekülatörlere inanırlar. Sosyal medyada bu spekülatörleri takip ederler ve onlardan aldıkları bilgilere göre al-sat yaparlar. Kendi kendilerine belli denklemleri çözdüklerini zannederler. Belli teknik analiz yöntemlerine vakıf olduklarını düşünürler, ama ne matematikleri iyidir ne muhakemeleri iyidir ve genel olarak para kaybetmeye mahkumdurlar.