Borsada para kazanmak için uzmanlık, doğru analiz ve stratejiler büyük önem taşır. Yatırımcılar, teknik analiz mi yoksa temel analiz mi yapacaklarına karar vererek, teknik analiz ile plan yapabilirler. "Ne kadar risk o kadar kazanç" prensibiyle, kazanç potansiyelini doğru hesaplamak önemlidir. Ayrıca, algoritma ile al-sat yaparak daha verimli işlemler gerçekleştirilebilir. Ancak kazançları maksimize etmenin en önemli yollarından biri de doğru zamanda borsadan çıkmayı bilmektir. Bu yazıda, borsada kazanç elde etmenin kritik noktalarını inceleyeceğiz.
Eğer bir kişi etrafına bakıp da başarılı insanların hangi prensipleri kullanarak ne gibi eforlar sarfederek ve nasıl kişisel kontroller devreye sokarak başarılı olduklarını görürlerse, borsada da aynı formülün geçerli olduğunu göreceklerdir. Yatırım dünyasında maalesef şöyle bir dezavantaj vardır. Mesela, hiç kimse bu akşam yatıp sabahleyin kalkıp iyi bir satıcı olamaz. Aynı şekilde hiçbir kimse yarın kalkıp iyi bir doktor olamaz, iyi bir tenisçi olamaz, ama maalesef bu yatırım dediğimiz şey icra etmesi o kadar kolay bir şey ki hepimiz bu akşam yatıp yarın sabah kalktığınızda pat diye bir emir verip Ereğli alıp yatırımcı oluyoruz. Bu da bu işi hepimizin yapabileceği yanılgısını yaratıyor.
Başka mesleklerde başarılı olmak için ne gerekiyor? Tecrübe, donanım, beceri seti, efor, zaman, işi iyi yapacağına dair inanç, kıymet ve özveri gerekiyor. Bütün bunların hepsi gerekiyor ki o işte iyi olasın. Biz maalesef düğmeye basıp da Ereğli alabildiğimiz için, yani nasıl dişçi olmadığımız için birinin dişini çekemiyoruz, ama hiçbir becerim hiçbir deneyimim olmamasına rağmen Ereğli hissesi alabiliyoruz.
Sadece teknik analize bakarak para kazanabilir miyiz? Tabii ki hayır, ama okuyanlar yanılmasın, sırf temel analize bakarak da para kazanamazsınız. Burada şu ayrımı yapmak gerekiyor. Bir kere bir yatırımcı alıp satmak için borsaya girebilir. 5 senelik Ereğli alıyor olabilir. Herkesin farklı amacı vardır. Başka bir yatırımcı bunların hiçbirini yapmayıp, birikim olarak Bireysel Emeklilik Sistemi (BES)'nin içerisinde hisse fonları var, onlara yatırım yapabilir. Herkesin farklı risk iştahı ve tarzı vardır.
Bu nedenle, her yatırım tarzı için teknik analiz mi temel analiz sorusunun cevabı farklıdır, ama hem teknik hem temel analizin yatırımcı gözünde yanlış bir misyonu vardır. Her iki analizde de yatırımcının gözünde o analiz iyi yapıldığında yarın o hisse senedinin veya o finansal enstrümanın nereye gideceğini göstereceği hayali ile yaşıyor. Böyle bir dünya yok, çünkü ister Ereğli olsun, ister pamuk piyasası olsun, ister altın piyasası olsun, ister Bitcoin olsun, ister dolar euro olsun piyasa dediğimiz şey orada milyonlarca insanın devamlı bir şeyleri alıp sattığı, kimisinin uzun vadeli kimisinin kısa vadeli kimisinin daha akıllı kurumsal kimisinin tamamen duygularıyla yoğrulmuş davranış biçimleriyle ticaret yaptığı bir yer. Dolayısıyla öyle bir şeyi düşündüğünde yatırımcının dışarıdan ister teknik ister temel analiz yaparak o güruhun ne yapmak istediğini veya yarın piyasayı nereye götüreceğini anlamasına imkan yok. Bunu güruh da bilmiyor.
Eğer 5 sene içerisinde demir çelik sektörünü iyi görüyorsanız, Ereğli şirketinin bilançosu iyi, dünya konjonktürü iyi, Türkiye'nin ekonomisi ve jeopolitik durumu, siyaseti iyi deyip de uzun vadeli temel analiz yapıp böyle bir hisse senedi alıyorsanız tabii ki haklı çıkacaksınız. Burada teknik analizin hiçbir rolü yoktur, ama genellikle maalesef teknik analizin kötü bir şanı var. Teknik analiz genellikle kısa vadeli trading için kullanılıyor. Teknik analiz araçları kısa vadeli veya daha uzun vadeli oyun planını kurmak için kullanılabilir, ama eğer yatırımcı teknik analizin bir aracındaki göstergesinden bir şeyler kesişti yarın bu yukarı çıkacak diye bir falcılık yapmasını bekliyorsa, bizce hiçbir şey yapmayacak.
Teknik analizden alınan verilerle yatırımcı olarak hareket edilmemeli, teknik analiz araçları (indikatörleri) ile ileriye dönük plan yapılmalıdır. Genellikle bu araçlar fiyat hareketlerindeki değişimleri gözlemler. Bu indikatörleri kullanarak ister kısa ister uzun vade olsun yatırım stratejinizi kurmak için kullanabilirsiniz. Teknik analiz ile, özellikle kısa vadede, ne olacağını görebilmek mümkün değildir.
Daha önce de dediğimiz gibi 5 sene içinde demir çelik sektöründe, Türkiye ekonomisinde, dünya konjektüründe iyi şeyler bekliyorsanız, seçeceğimiz Ereğli hissesi beklentisi de doğru çıkacaktır. Ortada bir sürpriz savaş çıkmazsa, bir atom bombası düşmezse falan, ama yatırımcının beklentisi böyle değildir. Yatırımcı zannediyor ki teknik indikatörler arasında bir şey kesişecek veya F/K oranı 10'larda olması gerekirken 3 ise şahane bir şirket o patlayacak diye düşünüyor. Ancak öyle olmuyor.
Yatırım dediğin şey stratejidir. Dünyanın en güzel işi yatırım yapmak ya da finansal piyasalarda spekülasyon yapmaktır. Neden dünyanın en güzel şeyi? Çünkü dünyada havadan para kazanıyorlar, patron yok, nerede olursan ol istediğin zaman para kazanabiliyorsunuz. Bundan daha güzel bir iş yok. Yeter ki bunu doğru yap. Peki nasıl yapılacak?
Piyasaların biraz sonraki yönünü tahmin etme işine giriyorsan, yanlış birinci dakikadan başlıyor demektir. Doğru olan şey, bir oyun planıyla ve bir strateji ile gitmektir. Dünya piyasalarının, hangi piyasada olursa olsun, tek bir formülü vardır. Ne kadar ekmek o kadar köfte, ne kadar çok risk alırsan o kadar şahane kazanırsın, ama o kadar da şahane batarsın. Ne kadar az risk alırsanız o kadar kazanırsınız.
Bu risk ile mükafat arasındaki ilişkiyi sizin lehinize kullanıyorlar. Örneğin, arkadaşınız ile bir yazı tura oyunu oynuyorsunuz. Her ikiniz de bu oyundan kazançlı çıkamayacağınızı biliyorsunuz. Ancak, arkadaşınız sizi kandırdı ve siz kazandığınızda arkadaşınıza 1 lira vereceksiniz. Arkadaşınız kazandığında ise siz 2,5 lira vereceksiniz. O zaman hep kazanan arkadaşınız olacaktır. Şimdi siz bu oyunun %50-%50 olduğunu bildiğiniz için bunu kabul etmezsiniz, ama maalesef tecrübesiz yatırımcının ne deneyimi var, ne donanımı var ve biraz önce söylediğimiz gibi nasıl olsa ben telefon açıp alabiliyorum özgüveni ile yatırımcı olarak kendini düşündüğü için tecrübeli, donanımlı ve oyun planıyla işe giren insana karşı cüzdanını açmış oluyor.
Tecrübe ve planı olmayan insanların bütün yaptıkları şey ne zaman ve nerede borsaya girmektir. Ancak kimse nasıl çıkacağını planlamıyor. İster zararla, ister karla, ister yarı yolda. Borsadan çıkınca da tekrar geri ne yapacağını bilmiyor. Hiç prensibi ve planı yok.
Algoritma veya formülize edilmiş trading ile al-sat yaparak para kazanmak mümkün mü? Mantıklı mı? Bu tarz yatırımın iyi ve kötü tarafları vardır. Algoritma, insanın psikolojik çarpıklıklarını ve kendisini kendisinden kurtaran bir şey olduğu için para kazandırıyorsa o zaman müdahale edilmiyor. Bilgisayar sizin için trade ediyor, çünkü formülleri ve kuralları önceden belirlemiş.
Ancak, algoritmaları geliştirmek yıllar alıyor. Algoritmalarda aynı zamanda yapay zeka veya öğrenen programların devreye girmesi gerekiyor, çünkü borsa statik değil. İnsanoğlu piyasaların formülünü son 800 bin senedir arıyor ve hiçbir zaman da bulamadı. Bazı algoritmalar çalışıyorlar, bazıları çalışmıyor. Bazı algoritmalar 1987-1992 arasında çok iyi çalışmış. Kimisi bugün de çalışacak. Bunları bilmiyoruz. Bunlar hep geriye dönük test ediliyor. Test edilmelerinden çıkan sonuçlar ileriye projekte ediliyor, yani varsayım üzerine varsayım vardır.
Her algoritma sizi sizden kurtardığı için işleyeceğine dair elimizde şu anda iyi bir bilgi yok. Şahane işleyen algoritma var mıdır? Mutlaka vardır, ama her türlü verinin mükemmel bir formüle ulaşması çok zor. Algoritmanın kendi kendine adaptif olması ve devamlı değiştirmesi gerekiyor.
Ayrıca, bir algoritma yazılırken yazılımcının veya trader'ın olabilecek her şeyi her riski o formülün içine koymak gibi bir takıntısı vardır. Ama bu dezavantaj getiriyor. Bir makinaya ne kadar parça koyarsanız onun çalışmayacağı veya bozulacağı o kadar ortaya çıkıyor. Örneğin, bir kollu tulumba bin sene çalışır, siz ona ne kadar vida koyarsanız o kadar bozulacağını baştan bellidir.
Aslında piyasayı alıp formülün içine koyup onu çalıştırmaya çalışırsınız, ancak piyasayı simüle edemezsiniz, çünkü insan.
Doğru olan oyun planıdır. İki kişi düşünelim. Bu iki kişi yazın başında bir sürü hisse senedi aldı ve hisseler %100-200 gidiyor. Birisi dedi ki ben %60 kara geçtiğimde elimdekilerin %50'sini satacağım ve geri kalan %40'ı %100'e geldiğinde bir %20'sini daha satacağım. Öbür kalan %20'nin %10'unu da şuraya gelince satacağım ve şu anda son %10'da bekliyorum. Diğer kişi de dedi ki, Allah kerim şu anda iyi gidiyor, ama ülkede bir olay olup %38 her şey düşseydi diğer kişinin parçalı şekilde satmasına iyi bir şey diyecekti.
İşte bu oyun planıdır, çünkü bir senaryoda biri haklı çıkıyor ve diğer senaryoda diğeri haklı çıkıyor. Oyun planı hangi senaryonun gelişeceğini göstermez. Oyun planı riskleri ve ne kar edebileceğini hesaba katmıştır. Dolayısıyla, ne olursa olsun, çünkü bir sürü beklenmeyen olay var, yarın bir savaş çıkabilir, oyun planı devreye girecek ve sizi oradan çıkartacaktır. Önemli olan oyun planının olmasıdır, yoksa oyun planının kesin oraya gidip gitmeyeceğini bilmiyoruz.