"Borsada karlı çıkmak için sürekli haklı çıkmanıza gerek yoktur." Bu söz, dünyanın en başarılı yatırım fonları arasında gösterilen Fidelity Magellan’ın yöneticisi Peter Lynch'e ait. Lynch, iyi bir yatırımcı olmasının yanı sıra, sohbeti andıran rahat üslubuyla insanların anlamakta zorlandığı konuları kolayca açıklayabilen başarılı bir yazardır. Kendi başına yatırım yapmak isteyenler için yazdığı "Borsada Tek Başına" adlı kitap, bu başarının en iyi örneklerinden biridir.
Tasarruf sahiplerinin ve finansal kaynağa ihtiyaç duyan şirketlerin bir araya geldiği organize piyasaya borsa denir. Türkiye'nin organize borsası, adı "BIST" diye kısaltılan, Borsa İstanbul'dur.
Borsanın temel faydası, şirketlerin ucuz fon bulmasını ve yatırımcının tasarruflarıyla şirketlerin karlarına ortak olmasını sağlamasıdır. Aynı zamanda borsa, sermayenin tabana yayılması, adil gelir dağılımı ve kayıt dışı ekonomi ile mücadele gibi sosyo ekonomik konularda da faydalıdır.
Bir banka veya aracı kurum üzerinden yatırım hesabı açan herkes borsayı kullanabilir. Borsada yapılan işlemler kişinin kendi banka aracı kurum hesabından ya da merkezi kayıt kuruluşunda müşteri adına açılan hesaptan izlenebilir. Borsada yapılan işlemler ise Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) tarafından denetlenir.
Borsada anlık olarak hisse alım satım yapmak mümkündür. Hisselerin fiyatı, piyasadaki alıcılar ve satıcılar tarafından arz talep işleyişine göre belirlense de temelde şirketlerin karlılığıyla doğru orantılıdır. Borsadaki fiyatlama yapısını anlamayı kolaylaştırmak için şirketi binlerce parçaya ayrılmış dev bir tarla gibi düşünmek faydalı olacaktır. Diyelim ki, yatırımcı bin parçaya ayrılmış 1000 liralık bir tarlanın 80 hissesine sahip tarlada ürün üretiliyorsa ve tarlanın toplam değeri artıyorsa bu yatırımcı için iyidir. Tarlanın toplam değeri 1000 liradan 2000 liraya çıktığında yatırımcının 80 hissesinin değeri de 80 liradan 160 liraya çıkmış olur. Üstelik yatırımcı bu süreçte tarlaya ekilen ürünlerden payda alabilir. Günün birinde yatırımcı paraya ihtiyaç duyarsa hisselerini yine borsa aracılığıyla elden çıkarabilir. Alış ve satış fiyatları arasındaki fark yatırımcının kârıdır. Yatırımcılar şirketlerin bilançolarını bu nedenle inceler, şirket haberlerini takip eder ve sektörle ilgili gelişmeleri dikkatle izler.
Peki iş bu kadar basit midir? Tabii ki hayır. Mesele değeri artacak tarlayı bulmaktadır. Bu yüzden herkesin kendine göre bir stratejisi vardır.
İlginçtir ki yazar, kendisi de profesyonel yatırımcı olduğu halde, kitabına "Sakın profesyonellere kulak asmayın." diyerek başlar ve "Eğer tek başınıza yatırım yapmaya karar verdiyseniz kimseyi dinlemeyin" diye devam eder. Bu hususta Lynch'in tezi oldukça basit bir temele dayanır:
Bu sebeple, tahmin yürütme konusunda kendine profesyonel diyenlerle borsaya bugün başlayanlar arasında hiçbir fark yoktur.
Lynch, yatırımcılara hisselerdeki fiyat hareketlerini takıntı haline getirmek yerine şirketlerin işlerine odaklanmak gerektiğini anlatmaya çalışır. Yarın sabah hangi hisse fiyatının yükseleceğini bilmek mümkün değildir, ama hangi şirketin hali hazırda kar ettiğini araştırarak öğrenmek mümkündür. Bu bilgi zaman içinde yatırımcıya para kazandıracaktır. Bu yüzden Lynch, başarılı yatırımlar yapabilmeleri için okurlarına bir takım tavsiyeler verir.
Yazarın ilk tavsiyesi yatırımcının kendisi ile yüzleşmesidir. Lynch, borsaya yatırım yapmadan önce yatırımcının kendisine sorması gereken birkaç soru olduğunu söyler. Kitaptaki "Ayna Testi" adlı bölümde yatırımcının kendisine şu 3 soruyu sormasını önermiştir:
Robert Kiyosaki, kredi ile ev almanın ne kadar karlı olduğunu kaldıraç meselesine değinerek uzun uzun anlatmıştır. Kira giderini sıfırlamak ve bütçeyi dengelemek için yapılabilecek en iyi işlerden biridir. Eğer enflasyonun yüksek olduğu bir dönem yaşanıyorsa kredi ile konut alımı daha da cazip olacaktır. Bu nedenle, yazar "İçinde kendin oturacaksan git önce bir ev al. Borsa bir yere kaçmıyor. Daha sonra gelirsin." diyor. Bu yüzden, ilk soruyu cevaplamak kolay, ikinci sorunun cevabı ise daha kişiseldir.
Yazar, yatırımcılara ihtiyaç duyacakları parayla asla yatırım yapmamalarını öneriyor. Sebebi ise basit, geleceği kimse tahmin edemez. Borsa darphane değildir. Sabır ve zaman ister. Bul karayı, al parayı oyununu oynar gibi yatırım yapılamaz. Riskler vardır. Bu nedenle, ihtiyaç duyulmayacak parayla yatırım yapmak çok çok önemlidir.
Sonuncuya gelirsek, yatırımcı şu ana kadar yazdıklarımızı okumuşsa üçüncü sorunun cevabını da vermiş sayılır. Hiç şüphesiz okumaya ve araştırmaya devam etmek yatırımcıyı başarıya ulaştıracak yetenekleri geliştirecektir.
Peter Lynch'in yatırımcılara ikinci tavsiyesi aldığı şirketi iyi tanımaktır. Uzun vadeli yatırımın kısa vadeli al sat işlemlerinden daha fazla para kazandırdığı birçok büyük yatırımcı tarafından kabul edilmiş bir gerçektir, ancak yatırımcıların çoğu hisselerini uzun süre elinde tutmayı beceremez. Ya düşüşlerde panikleyip elindekileri satar ya da kârı gördüğü gibi satış yapıp parayı cebine atmak ister.
Lynch'e göre bunun sebebi, yatırımcının yatırım yaptığı şirketi tanımamasıdır. Bu bağlamda yazar yatırımcılara şirketlerini olabildiğince iyi tanımalarını söyler. Bildiği ve güvendiği şirketlere yatırım yapan kişi fiyat düşüşlerinden korkmaz. Aynı şekilde yükselişlerin devamına olan inancı da kuvvetleneceğinden karlı olduğu zamanlarda da hisselerini kimseye satmaz.
Diyelim ki, komşu ülkede savaş çıktı. Ne yapmak gerekir? Birçok yatırımcı kriz dönemlerinde panikleyip hiç düşünmeden satış yapar. Borsaların çökeceğini düşünen duygusal insanlar ellerinde ne var ne yoksa sat tuşuna abanarak portföyünü boşaltır. Kendisine neden hissesini sattığını hiç sormaz, çünkü alırken de o hisseyi neden aldığını hiç düşünmemiştir. Belki de elindeki hisse savaştan olumlu etkilenecektir. Kim bilir? O halde duygusal davranmaktan kaçınmak için şirketleri tanımak gerekir.
Bilanço, muhasebe standartlarına ve yasal süreçlere uygun olarak işletmelerin dönem sonu kar zarar durumlarının raporlanması olarak özetlenebilir. Yatırımcılar, şirketlerin işleri nasıl, yatırımlarına devam ediyor mu, borçları ne durumda, satışlar yeterli düzeyde mi, temettü ödeyecek mi ve nakit akışı düzenli mi diye yüzlerce şirket arasından ben neden bu şirkete para yatırayım gibi sorulara bilanço üzerinden cevap arar. Hissedarlar bilanço sayesinde yatırımlarını ve gelecekle ilgili planlarını daha tutarlı şekilde kurgularlar. Bu yüzden, çarpanlar diye adlandırılan ve bilanço okurken faydalanılan fiyat / kazanç (F/K) oranı, piyasa değeri / defter değeri (PD/DD), faiz, vergi ve amortisman öncesi kar gibi veriler muhakkak öğrenilmelidir.
Yatırımcının kendini bilgiye boğup işleri kompleks hale getirmesinin de bir mantığı yoktur. Lynch'e göre, şirketin yaptığı işin basit ve anlaşılır olması daha iyidir. Lynch bu uyarıyı yapıyor, çünkü acemi yatırımcılar anlayamadıkları konuların önemli olduğunu sanmaya eğilimlidir. Özellikle teknoloji konusunda anlayamadıkları bir şey gördüklerinde yeni Windows'u keşfetmiş olabileceklerini düşünüp yatırım yapmaya gönüllü olurlar. Ne yazık ki bu tür havalı işler yapan şirketler genellikle batar. Hatta uzun süre batma sinyalleri de verirler, ama işin kendisi ile ilgili hiçbir şeyden anlamayan yatırımcı bu sinyalleri göremez.
Yazar bu yüzden "İş ne kadar basitse o kadar iyidir" diyor. Örneğin, yatırımcı hurda demiri alıp erittikten sonra işleyerek alet yapımında kullanılan bir firmaya yatırım yaptı diyelim. Yatırımcının hisseyi aldıktan sonra yapması gereken şey hurda demir fiyatlarını ve şirketin satışlarının durumunu aydan aya kontrol etmektir. Gayet basit.
Peter Lynch için yatırımcılara 4. tavsiyesi ise sürü psikolojisinden ve modadan uzak durmaktır. Sosyal medyanın gelişmesi, sürü psikolojisinin epeyce artırmıştır. Bu durum spekülatörlerin ekmeğine yağ sürerken, ne yaptığının bilincinde olmayan küçük yatırımcının ciddi zararlar etmesine neden olmaktadır.
Yazar, "Yanına kesinlikle yaklaşmayacağın bir hisse varsa o da; en moda sanayine ve en moda kuruluşuna ait, gazetelerde hakkında en çok yazı çıkan, her yatırımcının otobüste ya da trende kulağına çalınan ve toplumsal baskı yüzünden kendini satın almak zorunda hissettiğin hissedir. Moda hisseler, dur durak bilmeden korkunç bir hız ile yükselirler. Ama bu yükselişin ardında ancak kuru gürültü olduğu için düşüşleri de o denli hızlı olur. "
Yatırımcı bu moda hisseleri ne zaman satacağını bilemeyecek kadar bilinçsizse, ki bu hisseleri satın almış olması bilinçsiz olduğunu gösterir, zarar etmeye başlaması an meselesidir. Çünkü bu hisselerin fiyatı düşmeye başladığında kimse bu düşüşün önüne geçemez ve fiyat mutlaka yatırımcının hisseyi aldığı düzeyin çok daha altına düşecektir. Zarar ettiği hissenin eski fiyatına dönmesini beklerken kendini uzun vadeci olmakla tutanlar kervanına hiçbir zaman katılmamak gerekir. Gerçek uzun vadeci yatırımcılar zararda beklemeyecek kadar akıllı ve temkinlidir. Zarar edecekleri hisseye en baştan girmezler zaten.
Yatırımcı Lynch'in şu sözünü kulağınıza küpe edin;
Yatırımcı, bilgi kaynaklarını seçerken çok titiz davranmalıdır. İnternet bilgi toplamak için iyi bir yer olabilir, ama her bilginin doğru olmadığı da bir gerçektir. Şunu unutmamak gerekir, eğer sade vatandaşın eline bir araştırma raporu ulaştıysa muhtemelen o araştırma raporunu dünyada en son gören kişi o vatandaştır. Hiç kimse babasının hayrına bile olsa yatırım yapıp kar etsin diye başka biriyle araştırmasının sonuçlarını paylaşmaz.
Büyük oyuncular, fonlar ve profesyoneller portföylerindeki hisselerden yeteri kadar para kazandıklarında ellerindeki hisseleri satabilmek ve karlarını toplayabilmek için küçük yatırımcıya hisse pazarlamaya başlarlar. Amiyane tabirle, vatandaşa mal kitlerler. Vatandaş da işi bilmediği için hissenin geçmişte ne kadar iyi performans gösterdiğini görüp yatırım yapmaya kalkar. Ancak, geçmiş performans asla geleceğin teminatı değildir. Sürekli övülen ve popüler kişilerce pazarlanan bu tür hisseler muhakkak hisseyi o fiyata kadar süren kişilerce aşağı çekilir. Bu yüzden Lynch'in ısrarla üstünde durduğu yalnız yatırım vurgusunu unutmamak gerekir. Söz konusu ticaret olduğunda kimsenin hayırsever olmadığını bilmek önemlidir. Özellikle borsada herkes tek başınadır.