Borsada yatırımcı ve trader arasındaki farklar, izledikleri stratejiler ve hedefleri doğrultusunda belirginleşir. Yatırımcılar uzun vadeli getirilere odaklanırken, traderlar kısa vadeli fiyat hareketlerinden kar etmeyi hedefler. Gelirin kaynağı, kullanılan araçlar, risk alma şekilleri ve uğraş seviyeleri de birbirinden ayrıdır. Bu yazıda, yatırımcı ve trader kavramlarının vade, şans ve çeşitlilik gibi unsurlar üzerinden detaylı bir karşılaştırmasını bulacaksınız.
Trader ve yatırımcı arasındaki temel fark amaçtan kaynaklanmaktadır. Trade yapanlar (trader'lar) bir varlığı alıp satarak, ucuza alarak ve pahalıya satarak kazanç sağlamaya çalışırlar. Yatırım yapanlar ise o varlığa uzun süre sahip olup o varlığın getirisinden ve nakit akışından kazanç sağlamaya çalışırlar. Bu yüzden, genel olarak trade yapanlar karşı taraftaki oyuncularla karşı karşıyadır. Yatırım yapan insanlar ise yatırım yaptıkları aracın performansından etkilenmektedirler.
Trade'te vade, yatırıma göre oldukça kısadır. Tabi burada tek bir tanımdan söz edemeyiz. Bazı trader'lar saniyelik, bazı trader'lar günlük ve bazıları ise aylık frekansla işlem yapabilir. Borsada yatırımcının amacı çok uzun vadede belli bir varlığa ortak olmaktır, çünkü trader bir varlığı alırken satma hedefiyle alır ve mümkün olduğunca kısa sürede hedef fiyata ulaşırsa trader o kadar karlı olur. Yatırımda ise yatırımcı o varlığın nakit akışına ortak olduğu için ne kadar uzun süre o şirket başarılı olur, büyür, kar eder, kârı payı alır ve vade ne kadar uzun olursa o kadar başarılı bir yatırım yapılmış olur.
Trade'likte işlemin iki tarafı vardır. Siz bir varlığın fiyatının yükseleceğini düşünerek bir alım yaparsınız. Satış yaparken de bir varlığın fiyatının düşeceğini düşünürsünüz. Fakat bu alım ya da satımı yapmanız için karşı taraf da sizin tam tersi fikirde olan başka bir oyuncunun olması gerekir. İki tarafın da birden haklı olamayacağına göre birinin kaybetmesi ve birinin kazanması gerekir. Çünkü şirketler belki uzun vadede yıllar süren vaadede büyürler ve kar ederler, ama birkaç günde, birkaç saniyede ya da birkaç ayda ciddi bir değişime uğramaları söz konusu değildir. Fakat hisse fiyat hareketlerine baktığımızda şirketin büyümesinden ve karından bağımsız olarak günlük bazda bile %5-10'a varan oranlarda hareket edebildiklerini görürüz.
Trader'lar borsada bundan kazanç sağlamaya çalışır, fakat bir trader'ın kazanması diğer bir trader'ın kaybetmesiyle mümkündür. Örneğin, uzun vadede bir trader 1.000 Dolar'ını 100.000 Dolar yaptıysa, bunun olabilmesi için belki 99 tane trader'ın 1.000 Dolar kaybetmesi gerekmektedir. Aslında bu da borsada trader'ların başarı oranının neden bu kadar düşük olduğunu açıklayan unsurlardan biridir.
Yatırımcılar ise nakit üreten varlıklara ortak olurlar. Örneğin, bir ev aldınız kiraya verdiniz ve bir yandan ev yerinde dururken bir yandan da kira geliriniz var. Burada bir evin nakit akışı var. Ev birilerine hizmet sağlıyor, kiracıya barınma hizmeti sağlıyor ve bunun karşılığında da siz bir ücret almış oluyorsunuz.
Diğer yandan, bir şirket belli bir ürünü belli bir hizmeti sattığında müşterilerini memnun ediyor. Bunun karşılığında bir kar sağlıyor ve yatırımcı da bu kar ile ya direkt şirketten nakit çekme şansına sahip oluyor ya da şirket eğer o karı kendinde değerlendiriyorsa şirketin büyümesine ortak olma şansına sahip oluyor. Yani yatırımcının başarısı şirketin başarısıyla doğrudan orantılıdır. Şirket başarılı olur ve büyürse yatırımcı para kazanır, şirket başarısız olur ve iflas ederse yatırımcı para kaybeder. Trader'ın kazanması ise rakip trader'ların kaybetmesine, trader'ın kaybetmesi ise diğer trader'ların kazanmasına bağlıdır.
Yatırımcılar için önemli olan bir şirketin uzun vadede satışlarının ve karının nasıl gelişeceğini tespit etmektir. Bunun için de bir şirketin rekabet gücü nedir, bulunduğu sektör gelecekte büyüyecek mi büyümeyecek mi bu sorulara yanıt aramak gerekiyor. Bu amaçla yatırımcılar şirketlerin faaliyet raporlarını, finansal tablolarını, sektörle ilgili verileri ve raporlarını, aracı kurumların bu tarzda yapılmış raporlarını okurlar ve bunlardan faydalanarak bir şirketin piyasa değeri, satışları, kârı ve bu tarz temel analize odaklanarak karar verirler.
Trader'lar ise daha çok fiyat hareketine odaklandıkları için teknik analizden büyük ölçüde faydalanabilirler. Geçmiş fiyat hareketleri, grafikler, eğriler ve hareketli ortalamalar gibi çeşitli araçlardan faydalanırlar. Bunun dışında trader'lar haber akışına da çok önem verirler, çünkü haber akışı varlık fiyatlarında ani etkiye sahiptir. Bazı trader'lar ise bilgisayar programlarından faydalanarak algoritmalar ile hareket edebilir.
Bazıları birazcık daha yasadışı boyuta kayarak, manipülasyon yaparak, hisse fiyatlarına hareket vermeye çalışabilir. Yani tek bir araç tek bir yöntem yoktur. Farklı trader'lar farklı araçları, hatta yatırımda da farklı yatırımcılar farklı metodolojileri benimseyebilir.
Sermaye piyasalarının genel yapısına baktığımızda birçok farklı oyuncunun bu piyasada yer aldığını görürüz. Örneğin uluslararası finansal kurumlar, yerli finansal kurumlar, tahtacılar, içerden öğrenenler, patronlar, amatörler. Bunların hepsi aynı piyasada birbiriyle alışveriş yapıyor, fakat paranın çok büyük bir kısmı ya uluslararası finansal kurumlarda ya yerli aracı kurumların yönetiminde ya da tahta yapıcılardadır. Bunlarda ciddi miktarda para var.
Ayrıca, bunların büyük bir kısmı yine içeriden öğrenenlerden bilgi alma şansına sahip, yani paranın çoğunu elinde tutan azınlık içeriden öğrenilen bilgiye de sahip olabiliyor. Bu bilgilere amatörler ulaşamıyor ve bu yasal da değil. Yasal olmadığı halde tabii ki çok para verirseniz belli bilgilere sahip olabilirsiniz.
Bütün bunları dikkate aldığımızda trader'lar bu rakiplerle, yani büyük oyuncularla çok daha fazla bir şekilde işlem yapmak zorunda, çünkü her işlemde karşınıza bunlar çıkıyor. Yatırımcılar ise çok daha az işlem yapıyor ve işlem yaparken de kendilerini korumak için ellerinde belli enstrümanlar var, çünkü yatırımcılar çeşitlendirme yapmaya, alımları zamana yaymaya ve daha doğru daha düzgün şirketlere yatırım yapmaya çalışıyor. Böylece, o tarz şirketlerin belli bir manipülasyona uğrama ihtimali azalıyor.
Fakat borsada trader'lar ya bilgisayarlarla (algoritmalarla) yarışıyorlar ya içerden öğrenenlerle (gizli bilgiye ulaşanlarla) yarışıyorlar ya da hissenin fiyatına doğrudan yön verme becerisi olanlarla (tahtacılarla) yarışıyorlar. Trader'ların rakipleri gerçekten zorlu. Kabaca yaklaşırsak borsadaki portföy büyüklüğünün %90'ı belki oyuncuların sadece %5'inin elinde, yani %5 %90'ı yönetirken %95'in portföy büyüklüğü %10'a denk geliyor. Aslında biz bu oyunu o %5'lik azınlıkla oynuyoruz. Çünkü oyunun tamamı onların kontrolünde ve karşımıza amatör birinin düşme ihtimali çok daha düşük. Amatörlerin toplam portföy büyüklüğü belki %10 bile değil. Bunu da düşünürsek aslında bu olayın ne kadar zor olduğunu anlamamızda bize yardımcı olabilir.
Diğer yandan Bank of America ve Goldman Sachs gibi uluslararası kurumlar borsada yıllık veya günlük trade'lerden elde ettikleri kazancı yıllık faaliyet raporlarında açıklıyorlar. Orada da çok ciddi trade kazançları olduğunu görüyoruz ve o paralar, amatör ve başarılı olmaya çalışan neredeyse işi kumara dökmüş olan trader'lardan çıkıyor.
Borsada trade ederken başarılı olmak açıkçası yatırıma kıyasla çok daha zor. Çünkü bir defa matematikten çok iyi anlamak gerekiyor. Olasılık, istatistik ve ekonomimetre bilgilerine hakim olmak gerekiyor. Aslında günümüzde trade ile başarılı olmak için yazılım bilmek de artık neredeyse kaçınılmaz bir şey. Çünkü siz eğer belli bir formüllerle para kazandığınızı düşünüyorsanız, bunu yazılıma da dökebilmelisiniz ki on binlerce, belki yüz binlerce kişi bu iş için algoritma yazıyor. O yüzden, en kompleks en karmaşık algoritmayı yazanın şansı borsada artıyor. Bu da ancak yazılım bilgisi ve yüksek matematik bilgisi ile mümkün.
Yatırımda ise eğer pasif bir şekilde yatırım yapacaksanız, örneğin BIST 30 şirketlerinden oluşan bir portföyü oluşturacaksınız, aylık düzenli para aktaracaksanız, çok bir bilgiye sahip olmanıza gerek yok. Borsada yatırım yapmak trade yapmaktan çok daha kolay.
Trader'lar sürekli rekabet halindeler ve önceden söylediğim gibi kazanmaları için diğer oyuncuların kaybetmesi gerekiyor. Bu da sürekli tetikte ve çok stresli olmalarına yol açıyor.
Bazı trader'lar gün boyunca borsada sabahtan akşama kadar masa başından ayrılmayıp sürekli gözleri ekranda yıllarını geçiriyorlar. Trader'lık çok zor, çok zaman alıcı, uğraştırıcı ve yorucu bir uğraş. Yatırımda ise eğer aktif bir yatırım yapıyorsanız ve daha profesyonelce yaklaşıyorsanız şirketleri araştırmanız, incelemeniz ve bilgi toplamanız gerekiyor. Bu da zaman alıcı olabilir, fakat stres seviyesi muhakkak daha düşüktür.
Diğer taraftan, pasif bir şekilde yatırım yapıyorsanız, yani 10 ya da 20 tane şirketi seçip bunlarla ilgili haber akışını bile takip etmeyip bunlara düzenli yatırım yapıyorsanıuz, bu şirketlerden birkaç tanesinin işi çok iyi giderse yeterli olur diyorsanız o zaman borsada yatırıma çok az zaman ayırabilirsiniz. Örneğin, ayda bir saat ayırsanız pasif bir şekilde pratik bir şekilde yatırım yapabilirsiniz. Ayrıca, bu yatırımı fonlarına da yönlendirebilir ve fonlar aracılığıyla da yatırım yapabilirsiniz.
Borsada içeriden öğrenenler ve uluslararası finans şirketleri gibi birçok büyük oyuncu var. Bunlar gerçekten milyarlarca Dolar kazanıyor. Örneğin, içeriden öğrenen biri şirketle ilgili haberleri daha hiç kamuya duyurulmadan öğrenme şansına sahip ve haber olumlu ise sizden önce pozisyon alıyor, haber olumsuz ise sizden önce bir pozisyon alıyor. Hatta bazen hisse yükseliyor ve siz yükseldi diye satmayı düşünüyorsunuz, ancak sonra mükemmel bir haber geliyor ve belki şirketin hisse fiyatı 2-3 kat daha yükseliyor.
Bunu bunu içeriden öğrenenler ya da kompleks robotlarla hisse fiyatına yön verecek güçte bir sermaye ile hareket eden uluslararası kurumlar değerlendiriyor. Bunlara karşı borsada trade ederek para kazanma şansı az ve açıkçası başarılı olma olasılığı amatörler için sıfıra yakın. Yani uzun vadede başarılı olan 100 kişiden 1 bile değildir muhtemelen.
Tabii kısa vadede şansınız yaver giderse, yani 1 yıl 2 yıl 3 yıl gibi bir sürede para kazanıyor gibi hissedebilirsiniz. Fakat eninde sonunda iflas etme olasılığı yüksektir. Dünyaca en ünlü trader'lar bile günün birinde genelde iflasla borsa kariyerlerini tamamlamışlardır.
Yatırımda da bir garanti yok. %100 kazanırsınız diye bir şey yok. Yatırım yapıp kaybetme olasılığı da olabilir, çünkü yatırım yaptığınız şirketlerin işleri bozulabilir ve iflas edebilir. Fakat kontrollü bir şekilde yatırım yapıp hisse senetlerinde çeşitlendirme yapılırsa uzun vadede kazançlı olasılığı çok daha yüksek olacaktır.
Trade ve yatırımı birbirinden ayırmaya çalışsak da birçok farklı noktada birbirlerine benziyorlar. Trader'lar al sat yaptığı gibi yatırımcılar da al sat yapıyor olabilir. Bazı trader'lar saniyelik işlem yaparken bazıları aylık bazda yapıyor ve o yüzden yatırımcılar ile trader'lardan birbirlerine benzeyen iki kavram olarak bahsedebiliriz. Örneğin, Warren Buffett 20 yıldan uzun vadeli bir hisseyi tutarken, kendine yatırımcı diyen bazı kişiler ise aylık vade ile işlem yapıyor olabilir. O yüzden, trade etmek ile yatırımcılığı net bir şekilde birbirinden ayırmak mümkün değil. Bunun da dereceleri var. Örneğin, tam yatırımcı, yatırımcılığa yakın tarzda hareket eden bir oyuncu gibi değişik kavramlar türetilebilir. Fakat burada bahsettiğimiz birçok farklı unsur yatırımcı ile trader'ı birbirinden ayırmaktır.