Borsanın Ne Yöne Gideceğini Tahmin Etmek

Fiyatı çok şişmiş hisseleri satıp sonra tekrar geri almak için düşmesini beklemek mantıklı mı? Borsa yükselirken hissede durup borsa düşerken nakite geçip sonra tekrar yükselene kadar da nakitte bekleyelim mi? Bütün bu stratejileri uygulayarak para kazanabilir miyiz? Bu yazımızda piyasa zamanlaması yapmanın mantıklı olup olmadığını tartışacağız.

Büyük yatırımcılar borsada zamanlama konusunda tecrübelerini bizlerle paylaşmışlardır. Warren Buffett, "Piyasanın ne yapacağına göre almalıyız veya satmalıyız dediğimiz veya düşündüğümüz bir karar verdiğimizi hatırlamıyorum." Peter Lynch, "Düzeltmeleri tahmin etmeye çalışan yatırımcılar düzeltmelerin kendisinde kaybedebileceklerinden çok daha fazla para kaybetmişlerdir. John Boggle, "Borsaya ne zaman girileceğini veya borsadan ne zaman çıkılacağını bildiren bir zilin çaldığı fikri kesinlikle inandırıcı değil. Bu işte yaklaşık 50 yıl geçirdikten sonra bunu başarıyla ve tutarlı bir şekilde yapan kimseyi tanımıyorum. Bunu yapabilen birini tanıyan kimseyi bile tanımıyorum."

Gördüğünüz gibi büyük yatırımcılar zamanlama fikrine çok iyi bakmıyorlar. Peki acaba bu işin pratisyenlerin, yani zamanlama ile uğraşan profesyonel yatırımcıların performansı nedir, ilk olarak buna bakalım. Daha sonrasında da bu işin teorik çerçevesine geçip acaba zamanlamanın işe yaramasına ya da yaramamasına neden olan faktörler nedir, bunları irdeleyelim.

1. Mevcut Değerleme ile Gelecekteki Fiyat Arasındaki İlişki

Nobel ödüllü ünlü ekonomist Robert J. Shiller, aynı zamanda piyasanın pahalı mı yoksa ucuz mu olduğunu ortaya çıkaran ve takip eden dönemde de belli bir başarıyla borsa getirilerini tahmin eden Cape Oranı'nın da bulucusudur.

Bu oranın özelliği piyasadaki dönemsel etkilerden arındırma yaparak piyasadaki fiyatlamayı ölçmektir. Bu amaçla, S&P 500 endeksindeki şirketlerin son 10 yıldaki karları enflasyondan arındırılarak bunların ortalaması hesaplanır. Daha sonrasında mevcut piyasa değeri bu geçmiş 10 yıldaki enflasyondan arındırılmış karlara bölünür. Buradan elde edilen fiyat / kazanç (F/K) oranı da piyasanın pahalı mı yoksa ucuz mu olduğunu gösterir.

Bu Cape Oranı teorisi büyük ölçüde geçmişe dönük uygulandığında, eğer Cape Oranı çok yüksekse, yani piyasa değeri çok pahalıysa, takip eden dönemdeki getirilerin daha düşük olduğu fakat Cape Oranı düşükse, yani piyasa değeri ucuzsa, o dönemde girildiğinde de başarılı olasılığının arttığı görülmüştür.

Aşağıdaki grafikte Türk Borsası ile ilgili yapılmış olan bir çalışmayı görmektesiniz.

X ekseninde son bir yıldaki getiriyi, y ekseninde ise takip eden yıldaki getiriyi görmektesiniz. Geçmiş yıldaki getiri ne kadar yüksek olursa takip eden yıldaki getirinin de o kadar düşük olabildiğini görüyoruz. Burada gördüğünüz gibi %100'ü aşan getirilerin olduğu yıllarda, ki bu 4 yılda yaşanmış, her zaman takip eden yılda negatif getiri elde edilmiş. Fakat içinde bulunulan yılda kötü bir getiri varsa takip eden yılda yüksek bir getiri elde etme olasılığı artmış. Ancak, bu ilişki o kadar da kuvvetli değil.

2. Trend Takibi İşe Yarıyor Mu?

Aşağıda Financial Times tarafından hazırlanan tabloda 2000 ile 2020 yılları arasında trendi takip eden fonların yıllık getirilerini görmektesiniz.

 

Yukarıdaki tabloya baktığımızda 2000 ile 2008 arasında fena bir performans yok. Fakat finansal kriz yaşandıktan sonra 12 yılın 6'sında negatif ve 2'sinde de 0'a yakın bir performans var. Yani 12 yılın 8'i çok iyi geçmemiş. Doğru düzgün kar yaptıkları yıl sayısı sadece 3, ki onlarda da dikkat ederseniz %5, en fazla kar edilen yıl bile %15.

Aşağıdaki bir diğer tabloda ise NASDAQ 100 ve S&P 500 getirilerini görmektesiniz. Trendi takip eden fonlar negatif getiriyle çok sık karşılaşmışlar. Trendi takip etmenin amacı negatif resimlerden kaçmaktır, ama bu fonlar bu başarıyı elde edememiş. Üstelik borsa %20-40'a yakın kazançlar verirken bunu başaramamışlar ve endeks yatırımcıları bu trendleri takip eden yatırımcılardan çok daha karlı çıkmış.

3. Makro Analiz İşe Yarıyor Mu?

Aşağıdaki bir diğer grafikte ise makro ekonomik analiz yaparak; ekonomi iyiye giderken borsada durup ekonomi kötüye giderken de borsadan çıkmak, döviz kurları, istihdam verileri gibi birçok farklı veriyi takip etmemiz ve buna göre aksiyon almak borsada kazancı artırmada işe yarar mı?

Yukarıdaki grafik de Financial Times tarafından 2007 ve 2022 yılları arasında makro strateji kullanan Hedge fonların performansı verileri hazırlanmıştır. Bu tabloda gördüğünüz gibi 2010-2018 yılları arasında oldukça kötü bir performans var. En iyi yıllarda bile aslında %9'dan fazla getiri elde edememiş. Üstüne üstlük 4 tane negatif performans olan yıl var.

Aşağıdaki grafiğe baktığımızda, yani NASDAQ 100 ve S&P 500'ün normal getirilerine baktığımızda, bu endeks getirilerinin %20-40'lara vardığını görüyoruz. Arada çok ciddi fark var. Bu grafikte hem negatif yıl sayısı çok daha az hem de ortalama getiriler çok yüksek. Yani makro haber akışı ne bizi riskten koruyabilmiş ne de yüksek getiri sunabilmiş.

4. Fonların Aldıkları ve Sattıkları Hisseler

Aşağıdaki grafikte Türk borsası için hazırlanan bir analizi görmektesiniz. Bu çalışmada 2015 ve 2020 yılları arasında faaliyette bulunan hisse senedi yoğun fonlar ele alınmış. Fakat bu fonların özelliği yabancı hisseler ve kar payı dağıtan hisseler gibi ya da katılım endeksi gibi kriterleri olmayan serbest bir şekilde Türk borsasındaki hisselere yatırım yapan fonlardır. Bu kriteri sağlayan 22 adet fon çalışmaya dahil edilmiş.

Fonlar aylık olarak aldıkları ve sattıkları hisseleri bildiriyorlar. Yapılan analizde bu bildirimler incelenmiş ve bu fonların sıfırdan yeni girdiği pozisyonlar ile bu fonların sattığı pozisyonlar, yani tamamen kapadığı pozisyonlar arasında bir getiri farkı var mı diye bakılmıştır. Bu amaçla da 22 fonun sıfırdan hiç elinde olmadığı halde yeni açtığı pozisyonlardan ve sattığı pozisyonlardan bir model portföy oluşturulmuştur. Bu portföyler çeyreklik olarak güncellenmiştir. Sonrasında da bu alınan ve satılan hisseler portföylerinin birbirlerine kıyasla performans farkı olup olmadığına bakılmıştır. Bu 5 yıllık geniş bir süreyi kapsamaktadır ve grafikte de gördüğünüz gibi fonların yeni aldıkları hisseler ile sattıkları hisseler arasında performans farkı yok. Yani o kadar da uğraşmaya değip al-sat yapmaktan çok da bir fayda elde edememişler.

Ayrıca bu analiz, en başarılı fonlar için de fon bazlı olarak yapılmış ve bu durumun onlar için de geçerli olduğunu, yani son 5 yılda çok yüksek performans getiren fonlarda bile yeni açtıkları pozisyonlar kapadıkları pozisyonlardan daha yüksek getiri getirememiş.

5. Piyasanın Normalleşmesini Ne Kadar Beklemeliyim?

Peki acaba bu durum neden kaynaklanıyor? Öncelikle piyasanın normalleşmesinin ne zaman gerçekleşeceğini bilemeyiz.

Belli dönemlerde borsa ya da piyasa çok pahalıdır. Örneğin, aylık 5000 lira kira getirisi olan bir evin 20 milyon liraya satıldığını düşünün, ki siz hem 20 milyon lira vereceksiniz ve hem de ayda sadece 5000 liraya kiralayacaksınız. Bu evin çok pahalı fiyatlandığını anlayabilirsiniz ve böyle bir evi satayım diyebilirsiniz. Fakat eğer piyasa bir anormallik gösteriyorsa, bu anormalliğin ne boyuta gideceğini bilmeniz zordur. Çünkü eğer o ev bir şekilde 20 milyon liraya çıktıysa belki 1-2 yıl sonra 50 milyona da çıkabilir. Siz eğer o evi satarsanız belki bir daha alma şansı yakalayamayabilirsiniz.

Bunun tam tersi ucuzluk dönemleri için de geçerli. Örneğin, aylık 5000 lira kirası olan bir ev eğer sadece 500 bin liraya satılıyorsa dersiniz ki, bu ev çok ucuz ve bu evi alırsam yıllık 60 bin lira kira alıyorum. 8-9 yılda kendini çıkarıyor ve mevcut piyasa çarpanlarına göre bu evi almak çok karlı. Fakat siz bu evi aldıktan sonra belki daha da ucuzlayabilir.

Gayrimenkul piyasası biraz daha etkin bir piyasa olduğu için bu tarz anormallikler belki görmeyiz. Fakat borsa kesinlikle böyle bir piyasa değil ve bu anormallikler çok ciddi boyutlara ulaşabiliyor. Örneğin, bir dönem Bitcoin'de 10 bin Dolar'dan 60 bin Dolar'lara kadar çıkmıştı. Sonra 17. bin Dolar'lara düştü. Belki 30 bin Dolar'ken birileri çok pahalı demişti, ama 60 bin Dolar'a çıkacağını tahmin etmek belki o dönem için çok zordu.

Borsada da bazen %5 temettü veren hisseler bulurken zorlanırız. Bazı dönemlerde ise %10 temettü veren hisseler çok sayıdadır, çünkü borsa çok ucuzdur. Fakat borsa ucuz olduktan sonra yıllarca ucuz devam edebilir. Aynısı tahvil piyasası için de geçerlidir. Örneğin, 1990'larda tahvillerin reel faizleri %10-20 civarındaydı. 2009'a kadar %10 reel faizli TÜFE'ye endeksli tahvil almak mümkündü, yani hiç riske girmeden %10 kazanç elde etmek mümkündü. Daha sonrasında bu %5'e düştüğünde TÜFE'ye endeksli faizler ya da tahviller de artık cazibesini yitirdi. Oysa bu sefer %0'a düştü. Hatta 2021-2022'ye geldiğimizde negatif faizleri gördük. Aynısı Avrupa'daki tahviller için de geçerli oldu. Orada da negatif faizler söz konusu oldu ve bu birkaç ay, birkaç yıl değil, belki 20 yıl takip eden süreç de olabiliyor. O yüzden normalleşmenin ya da düzelmenin ne zaman yaşanacağını tahmin etmek de oldukça zor.

6. İçeriden Öğreneler

Piyasa zamanlaması yapmaya çalışırken içeriden öğrenenlerle birebir karşı karşıyayız ve içeriden öğrenenler hemen hemen her yerde olabilir. Örneğin, bugün Merkez Bankası faizleri artırdı ya da azalttı diyelim. Oysa bunu belki birileri iki gün önce biliyordu. Bunu bizim bilme şansımız yok ya da bütün şirketler bütün hisselerle ilgili bilgilere birilerinden daha önce ulaşıyor. Hatta pandemiyi düşünün. Salgın daha resmiyet kazanmadan önce birileri belki bunun çok daha büyük boyutta olduğunu biliyordu ya da depremleri düşünün bir deprem oluyor o depremin ne kadar büyük boyutta olduğunu bizim anlamamız belki 2-3 gün sürüyor. En son yaşadığımız Hatay depreminde öyle oldu. Normal yatırımcıların bu depremin boyutunu anlamaları gerçekten zaman aldı. Ama birileri deprem olur olmaz eğer AFAD'ın raporlarına erişebiliyorsa birkaç saat içinde depremin çok büyük bir deprem olduğunu anlama şansına sahiptiler.

Eğer oyunda birileri birilerinin bilmediği gizli bilgilere sahip ise o zaman bu oyunda bilgisiz olan taraf gerçekten dezavantajlı oluyor. Eğer bilgili biriyle sürekli bir oyun oynarsak kaybetme olasılığımız artıyor.

7. Profesyonel Traderlar

Goldman Sachs, Bank of America ya da Türkiye'deki aracı kurumlar bile şu anda trade ve al-sat dünyasında birer oyuncu ve bunlar sadece al sat yapmıyor, aynı zamanda araştırma raporu da yayınlayabiliyorlar.

Çok güçlü bilgisayar yazılımlarına sahipler ve aynı zamanda çok büyük tutarlar yönetiyorlar. Öyle olunca gerçekten ciddi bir rekabet avantajı farkı var. Örneğin, bir oyuncu düşünün bütün dünya piyasalarına yön verme şansına sahip. Altın ve gümüş piyasasını kontrol ediyor. Öyle bir oyuncuya karşı al-sat yapmak çok da akıllıca olmayabilir.

8. Duygular

Piyasa zamanlamasında başımıza en çok bela olan konulardan biri duygularımızdır. Hiç kimse %100 rasyonel bir şekilde karar verme yeteneğine sahip değildir. Hemen hemen herkes içinde bulunduğu ortamdan az ya da çok etkilenir. Örneğin, salgın olduğunda hemen hemen herkesin morali bozuktu. Moraliniz bozuk olduğunda piyasanın gidişatı hakkında da kötümser olursunuz. Bu kötümserlik içinde piyasa zamanlaması yapacağım diye olmadık fiyatlardan, ucuz fiyatlardan ellerinizdeki varlıkları satarsınız.

Tam tersi piyasa iyiye gidiyor, her ay her yıl borsa yükseliyor. Öyle bir ortamda da çok mutlu çok keyifli olursunuz ve piyasa hakkında piyasanın uzun vadeli getirisi hakkında da olumlu yaklaşırsınız. Eğer zamanlama yapmaya çalışıyorsanız çok yanlış bir vakitte evinizi satıp borsaya girebilirsiniz.

9. Alım Zamanlaması

Peki zamanlama yapmayacaksak borsaya nasıl girmeliyiz? Aslında borsaya giriş bile bir şekilde bir zamanlamadır, çünkü o hisseleri aldığınız bir zaman var ve siz alırken borsa ucuzsa karlısınız, pahalıysa da zararlısınız.

Ne zaman yükseleceğini veya ne zaman düşeceğini bilmiyorsak nasıl karar verebiliriz? Yatırımlarımızı zamana yayabiliriz. Elimizde toplu bir para var diyelim ve bu parayı 36 aya veya 60 aya bölelim. Her ay alım yapacağız.

Fakat biz 60 aylık bir süreçte alımlara devam ederken borsa yükselebilir ve biz 2 aylık alım yaptığımızda paramızın sadece %4'ünü borsaya koyduğumuzda borsa yükselirse bu bizim için ciddi bir fırsat maliyetidir. Bunu yönetmek için de aslında belli stratejiler uygulanabilir.

Aşağıda adresini verdiğimiz yazımızda borsada yatırımın doğru zamanda yapılması için geliştirilen stratejiyi okuyabilirsiniz. 

^