"Borsayı Yenmek" Kitap Özeti

90'lı yılların sonunda yayınlanmaya başlamış, izleyicilerin de severek takip ettiği bir televizyon programı vardı. Adı "Çocuktan Al Haberi"idi. Programda çocuklara türlü sorular yöneltilir, ebeveynlerden ise çocukların vermiş olabileceği cevapları tahmin etmeleri istenirdi. Program çok sevildi ve yıllarca çeşitli versiyonları televizyon kanallarını süsledi. Sevilmesinin temel sebebi ise çocukların verdiği cevapların çok ilginç olmasaydı. Çocuklardan yetişkinler gibi düşünmelerini veya davranmalarını beklemek saçmadır. Onlar, dünyayı yetişkinlerden çok daha az bilgi ve tecrübe ile çok daha dolaysız şekilde görür ve algılar. Çocuklar genellikle gördüklerinin ötesinde gizli şeyler arama ihtiyacı duymaz. Olanı, olduğu gibi değerlendirirler ve bu güzeldir.

1. Finansal Okuryazarlık

Amerika'da Aziz Ines Okulu'nun sosyal bilgiler öğretmeni de çocuklarla ilgili bu durumun farkına varmış ve çocukların finansal okuryazarlığını geliştirmek için bir proje başlatmış. Proje gereği ortaokul öğrencilerinden dörder kişilik takımlar oluşturmuş ve her takıma 250'şer bin Dolar hayali para dağıtmış.

Çocuklardan hayali paralarını artırmaları için yatırım yapmalarını istemiş. Takımlarına Para Makinesi, Wall Street Milyonerleri, Lynch Çetesi gibi isimler veren çocuklar sınıf birincisi olabilmek için var gücüyle araştırma yapmaya ve hayali portföylerini büyütmeye koyulmuş.

Öğretmen, proje ile ilgili bir portföyde en az 10 şirket bulunması ve bunlardan biri ya da ikisinin yüksek temettü vermesi gerektiği fikrini çocuklara aşılamaya çalışmış. Öğrenciler bir şirketi portföye yerleştirmeden önce bu kuruluşun ne yaptığını açıklamak zorundalar. Eğer bütün sınıfa şirketin imal ettiği ürünü ya da sağladığı hizmeti anlatamazlarsa hisse senedi alamazlar. İyi bildikleri şeyleri almaları çok önemlidir.

Peki çocukların portföyünde hangi hisseler var? Tahmin edilebilir şeyler aslında. Çocuklar Nike ayakkabıları çok beğeniyor. Üstelik şirketin büyümesi ve karlılığı yerinde. GAP ise bu çocukların giysilerini aldıkları firmaymış. Pepsi ve Coca Cola'nın seçilmesi de hiç şaşırtıcı olmamış. Henüz kolayı sevmeyen bir çocuğa rastlamıyoruz. Çocukların resim dersinde kullandığı ve en sevdiği boya kalemi markası Pentech. Kolayı seven pizzayı da sever mantığı ile Pizza Hut da tercih edilmiş.

Aslında şirketlerin tamamı buna benzer şeyler. Çocuklar bu şirketlerle ilgili detaylı araştırma yapmış, karlılıkları, borç durumları, nakit akışları, temettü politikaları ve akıllarına ne gelirse araştırmışlar. Ayrıca, gazetelerden şirket haberlerini takip etmişler. En sonunda hayali paralarını şirketler arasında paylaştırıp hisseleri yıl boyunca ellerinde tutmuşlar. Sonuçlarsa çok şaşırtıcı. Portföylerin her biri Dolar bazında %70 ve üzerinde kar elde etmiş. Kazançları o dönemde yatırım yapan fon yöneticilerini ve diğer profesyonelleri bile geride bırakmış.

Çocukların başarısını şans faktörüyle açıklamak mümkün, ancak bu bir grup projesi ve birçok grup büyük getiri elde etmiş. O halde "Çocuktan Al Haberi" diyerek bu olaydan bir ders çıkarmak gerekir. Bu ders basit, ama çok önemli.

Ticaret, özünde basittir. Halk iyi ürünü uygun fiyata bulursa beğenir ve alır. Çocuklar profesyonel yatırımcıların aksine şirketleri sayı, grafik ve tablo olarak değil, hayatlarının bir parçası olarak gördüler. Nike'a yatırım yapıp, Nike marka ayakkabıyla top oynadılar. Kola içip kola hissesi satın aldılar. Bir yandan Pentech'e yatırım yapıp diğer yandan boyama derslerinde resim defterlerine Pentech marka kalemlerle şirket amblemlerini çizdiler. O halde yatırımcılar da çocukları kendilerine örnek alabilir. Şirketleri sayı olarak değil, hayatın bir parçası olarak görebilir.

Turkcell mi? Türk Telekom mu?  Vestel mi? Arçelik mi? Türk Hava Yolları mı? Pegasus mu? İnsanlar bir yatırımcı değil, tüketici olarak bu şirketler hakkında ne düşünmektedir? Biraz önce anlatılanlar dünyaca ünlü fon yöneticisi Peter Lynch'in "Borsayı Yenmek" adlı kitabından alındı. Bu kitapta öğrenilecek daha çok şey var.

Lynch kitabın yazılış amacına tek cümle ile özetlemiş;

Tabi bu öğüt herkes için geçerli değildir, çünkü hisse senedi yatırımcısının kaderi zekasından çok psikolojisine bağlıdır. Lynch, hisse senedi yatırımı tavsiye etmekle birlikte borsada oynayanları ısrarla uyarır.

2. Ticaretin Özünü Anlamak

Yazarın aktardığına göre borsa oyuncuları ilginç bir psikolojiye sahiptir. Hayatlarındaki en basit harcamayı bile planlarlar. Tatilde en ucuz uçak biletini almak için aylar öncesinden bilet ayırır, aynı ürünü daha ucuza alabilmek için mağaza mağaza dolaşır, özel günlerde yenilen güzel bir akşam yemeğinin faturasını acı içinde inceler, ancak iş hisse senedi yatırımı yapmaya gelince hiç bilmedikleri işlere bodoslama dalabilirler. Böyleleri umutsuz vakadır. Bu umutsuz vakalar internette saatlerce vakit geçirir, ama 5 dakika şirket haberlerine göz atmak onlara angarya gibi gelir. Sosyal medyada birbirinden saçma 10 binlerce iletiyi okumaktan keyif alırlar, ancak 10 sayfalık şirket raporunu okumak gözlerinde dağ gibi büyür.

Komik, ama normalde babasına güvenmeyen bu koca koca insanlar kolay yoldan para kazanmak söz konusu olduğunda ekranın diğer ucunda parasını katlama vaatleri sunan dolandırıcıya tüm birikimlerini emanet etmekten çekinmezler. O halde umutsuz vaka olmamak için borsada oynamamak gerekir. Yatırımcı önce dersini geçmeye çabalayan küçük bir çocuk gibi yatırım ödevini yapmalı ve araştırmalarını bitirmeli, sonra parayla işlem yapmalıdır.

3. Peter Lynch'in Yatırım Anlayışı

Peki Lynch'in kendisi ödevini nasıl yapıyor? Lynch'in yatırım anlayışının iki temele dayandığını söylemek mümkün.

Şirketin ne iş yaptığını bilen yatırımcı onu iyice incelediyse ve ihtiyaç duymayacağı parayla uzun süreli yatırım yapmaya karar verdiyse borsadaki kısa vadeli iniş çıkışlar ve olaylar onu ilgilendirmez. Buna afetler, krizler, savaşlar ve diğer olumsuzluklar da dahildir.

4. İnsanlığın Ortak Sohbet Konusu

Lynch kitabında şu gerçeğe dikkat çekiyor, insanlık tarihinin başından beri insanlığın ortak sohbet konusu dünyanın sonunun gelmesidir. Kıyamet senaryoları ve kıyamet tarlaları her zaman varolmuştur ve olmaya devam edecektir. Eğer yatırımcı bu senaryolara inanır ve korkakça davranırsa asla kazanamaz. Lynch bunu kanıtlamak için 1990'ların başında Amerika'da yaşanan büyük borsa rallisinin hemen öncesini araştırmış ve gazete başlıklarını okurları için derlemiş. Büyük borsa yükselişinden birkaç ay önceki gazete başlıkları aynen şöyle;

Yazarın aktardığına göre insanların çoğu bu haberlere itibar edip borsadan uzak durmuş. Para babaları ise bu haberleri kullanıp hisse pozisyonlarını arttırmış ve zenginliklerine zenginlik katmış.

5. Hisse Hangi Yöntemle Alınmalı?

Diyelim ki yatırımcı da para babaları gibi krizi fırsata çevirmek istedi, araştırmasını yaptı ve hisse aldı. Yatırımcı hisseyi aldıktan sonra fiyat daha da aşağı düşebilir mi? Evet kesinlikle düşebilir. O halde bu durumda üzülmek mi gerekir yoksa sevinmek mi? Bu sorunun cevabı hissenin ne tür bir yöntem kullanılarak alındığına göre değişir. Eğer tüm para tek seferde harcandıysa durum can sıkıcıdır, ancak kademeli alım yapılmışsa sevinmek gerekir.

İnsan almak istediği şeyin fiyatı düştüğünde üzülür mü sevinir mi? Diyelim ki, yatırımcı tanesi 5 liradan işlem gören x firmasına ait 10.000 adet hisse senedi almak istiyor. 50 bin lirayı bu iş için ayırdı. Yatırımcı 5 liraya 1000 adet hisse aldıktan sonra hisse fiyatı 4 liraya düşerse buna sevinmek gerekir. Çünkü 10.000 adet hisse hedefine ulaşmak için artık sadece 9.000 x 4 liradan 36 bin liraya ihtiyaç kalmıştır. Başlangıçta hisseyi almak için 50 bin lira ayıran yatırımcı yeni senaryoda aynı miktarda hisseyi 41 bin lira gibi bir maliyetle satın alabilir. Bu da hisse yükselişe geçtiğinde daha fazla kar elde edileceği anlamına gelir.

Bu yüzden sakin olmak ve plana sadık kalmak hayati önem taşıyor.

6. Sonuç

Özetleyecek olursak, günümüz teknolojisi bilgiye ulaşmayı çok kolay hale getirdi. Her türlü şirketle ilgili her türlü haberi saniyeler içinde temin etmek mümkün. Bilgi edinmek yatırımcı için artık bir sorun değil, ancak hala borsada batan 10 binlerce insan var. Çünkü kararları hala duygularıyla hareket eden insanlar veriyor. Piyasaların sert şekilde düştüğü veya aylarca yatay seyrettiği dönemler felaket midir, yoksa alma fırsatı mıdır? Tamam mı yoksa devam mı? Seçim yatırımcıya aittir.

Amerikalı küçük çocuklara sorsaydık, bizce devam derlerdi. Çünkü onlar hala pizza yiyip kola içmeye ve en sevdikleri Pentech marka kalem ile resim yapmaya devam ediyor. S&P %20 düştü diye de boya kalemlerinin rengi solmuyor. Şirketler işlerine devam ediyor. Her şeye rağmen hayatın devam ettiği gibi.

^