Yaşamınızı kökten değiştirebilecek rehber kitaplardan biri olan Düşün ve Zengin Ol kitabını sizler için özetledik. Bu kitap, tam 25 yıllık bir çalışmanın ürünüdür. Hayatınızın 25 yılını dünyanın en zengin insanlarını, en başarılı politikacılarını, mucitlerini ve parlak iş insanlarını araştırarak geçirdiğinizi düşünün. Dünyada kendine önemli bir yer edinmiş en başarılı 500 ismin başarı ve refah sırlarını araştırdığınızı düşünün. Elinizde tuttuğunuz bu muazzam veri müthiş bir hazine olmaz mıydı? Napoleon Hill bunu bizler için yapmış ve 1937 yılında yayınladığı Düşün ve Zengin Ol kitabında bu 25 yıldan süzdüğü öğrenimleri bir araya getirmiş.
Kitapta bahsettiği ortak sırlar sadece maddi başarıya değil, aynı zamanda yaşamın her alanında üstün başarıya ulaşmanın yöntemlerini içeriyor. İlk kez 1929 Büyük Buhran'ın ortasında yayınlanan Düşün ve Zengin Ol, bugüne dek 100 milyondan fazla insanın kütüphanesine girmiş durumda.
Düşün ve Zengin Ol'u tek cümleyle özetle deseniz size şunu söyleyebiliriz; hem maddi hem de manevi refah için önce buna ulaşabileceğinizi inanmanız ve sonra da zihniyetinizi, yani olaylara bakış açınızı değiştirmeniz gerekiyor. Kısacası başarı ve büyüme odaklı bir kafa yapısına ihtiyacımız var.
Napoleon Hill her şeyden önce kendinize inanmamız gerektiğini söylüyor. Yapabileceğine ve başarabileceğine bir türlü inanmayan insan nasıl kendine refah dolu bir yaşam inşa edecek? Sürekli negatif düşünceler üreten bir zihin nasıl ilerleme kaydedecek? Düşünceler biz insanların bugününü ve geleceğini şekillendiren en temel kavramlardan biridir. İnsanın önce başarılı olabileceğine, önünde her ne hedef varsa onun üstesinden gelebileceğine inanması gerekiyor. Sarsılmaz bir motivasyondan bahsetmiyoruz tabii. Elbette zaman zaman düşeceğiz, kendimize olan inancımız sarsılacak, hatta vazgeçmeyi düşüneceğiz. Ama aynı zamanda kalkıp yola yeniden devam edebilecek kadar kendi elimizden tutmayı öğrenmemiz gerekiyor.
Düşün ve Zengin Ol kitabından cebimize koyacağımız ilk temel mesaj:
Bugün birçok insan fikirler üretiyor. Bu fikirlerin değerli olduğuna inanıyor ve fikirlerini hayata geçirmek için birçok adım atıyor, ancak sonra bir engelle karşılaştıklarında geri çekiliyorlar. Eğer bu sizin içinde bulunduğunuz bir durumsa merak etmeyin, yalnız değilsiniz. Morali bozuk ve cesaretini kaybetmiş çoğunluğun arasındasınınz sadece.
Önemli olan sizin bu noktadan sonra ne yaptığınız, yani zor zamanlarda pes etmeme kararlılığı gösterdiğinizde işin rengi her zaman değişecektir. Başarılarını kutladığımız pek çok insanı düşünün, Graham Bell, Theodore Roosevelt, Thomas Edison ve Mustafa Kemal Atatürk. Bu kişilerin en büyük ortak özelliği vazgeçmemeleridir.
Genelde en büyük başarı yenilginin sizi ele geçirdiği noktanın sadece bir adım ötesinde. Bu nedenle, Napoleon Hill'in bu muazzam kitabında altını çizdiğimiz ilk cümlelerden biri:
Peki ama yaşadığımız aksilikler ve engeller var. Bunların karşısında pes etmemek için ne yapmalıyız?
Her başarı öyküsü neyi başarmak istediğini bilen insanlarla başlar. Bu nedenle, herhangi bir hayalin peşinden koşmaya başlamadan önce kişisel hedeflerinizi olabildiğince somut bir şekilde tanımlamanız gerekiyor. Örneğin, zengin olmayı hedeflemek yerine ne kadar para kazanmak istediğimizi tam olarak belirlememiz gerekiyor. Ayrıca, hedefinize ne zaman ulaşmak istediğinizi ve bunu başarmak için ne kadar maddi ve manevi yatırım yapmaya hazır olduğunuzu da yine net bir şekilde karar vermeniz gerekiyor. Çünkü her ne kadar net bir hedef belirleseniz de eğer bu hedef gelecekte belirsiz bir yerde duruyorsa veya siz onu gerçekleştirmek için heyecan hissetmiyorsanız bu hedef anlamsız olur. Bununla birlikte, hedefinize giden yolda atacağınız adımları tanımladığınız bir plana da ihtiyacınız var ve o planı yaptığınızda hızlıca o ilk küçük adımı atmanız gerekiyor. Hayatınızdan bir dakika bile kaybetmeyin.
Eğer kişisel hedefinize giden bu yolculuk sizi mutlu ediyorsa ona bağlı olmanız kolaylaşır. Bu nedenle, nihai hedefle birlikte ona ulaşırken attığınız adımların da size anlamlı ve mutlu hissettirmesi çok önemlidir. Yoksa yarı yolda bırakırsınız. Yolculuğunuz boyunca karşınıza çıkan aksiliklerin karşısında sımsıkı durabilen en önemli yollardan biri nihai hedefinizi tüm hatlarıyla gözünüzün önünde tutmak ve o hedefe giderken mutlu hissetmektir. Nereye gittiğinizi bilmiyorsanız pes etmeniz olasıdır.
Başarılı insanların kendilerine sarsılmaz bir inancı vardır. Refaha ulaşabilmek için kendimize inanmanın ilk adım olduğunu daha önce söylemiştik, yani hedeflerinize bir şekilde ulaşabileceğinize emin olmalısınız. Ulaşmak istediğiniz her ne ise ona karşı yanıp tutuşan bir inancınız olması gerekir ve kendinize inanmak konusunda da inatçı olmalısınız.
İnatçı inancın gücünün temsilcilerinden Mustafa Kemal Atatürk'ü düşünelim. Kurtuluş Savaşı'nı başlatırken para ve ordu gibi arkasında sapa sağlam duran güçlü araçlara sahip değildi. Hatta oldukça yalnızdı, ancak sahip olduğu çok önemli bir şey vardı. Ülkesini düşman işgalinden kurtarabilmek için yurttaşlarının kenetlenmesini sağlayabileceğine yürekten inanıyordu. İnsanları ortak bir amaç çatısında bağımsızlık mücadelesine ikna edebileceği konusunda sarsılmaz bir inancı vardı. İçinde alev alev yanan bir inanç, hem kendine hem de hedeflerine dair bir inanç.
Kendimize ve hedeflerimize olan inancımız, davranışlarımız üzerinde muazzam bir etkiye sahiptir. Bu inanç kelimenin tam anlamıyla dağları yerinden oynatmamıza müsaade edebilir. Peki bunu nasıl sağlayacağız?
Aslında özgüven doğuştan gelen ya da gökten zembille inen bir şey değildir. Ototelkin yoluyla herkes bunu ufak ufak yapabilir. Bilinç altınıza düzenli olarak özgüveninizi yükseltecek komutları ve olumlu hedefleri iletebilirsiniz. Kendinize söylediğiniz sözcükler ve kendiniz için kullandığınız tanımlamalar hayatınızın gidişatını belirlemede olağanüstü bir etkiye sahip. Kendini sürekli eleştirip beceriksiz olarak etiketleyen birinin yaşamını pek de parlak gitmeyeceğini söyleyebiliriz. Zaten kendine iyi davranmayan birine hayat niye iyi davransın?
Bilinçaltımıza düzenli olarak akıttığımız iyi veya kötü her neyse o düşünce sonunda bilinçaltı tarafından doğru kabul edilir ve bu davranışlarımızı düzenler. Sonunda biz neye inanıyorsak ona dönüşürüz. Eğer arzu ve hedeflerinizi bilinçaltınıza yerleştirirseniz, tüm düşünce ve eylemleriniz onları gerçekleştirmek için çalışmaya başlayacaktır.
Kendinize inancınız tam ve güvenle yola çıktınız diyelim. Peki devamı nasıl gelecek? Kitapta Napoleon Hill, hedeflerinize kararlılıkla yürümenizi sağlayacak muhteşem öneriler paylaşıyor. Bu değerli ipuçlarını 5 adımlık bir planla sizler için özetledik.
Para kazanma örneğinden gidersek, ilk adım arzu ettiğiniz para miktarını tam olarak zihninizde sabitlemek. Sadece "Zengin olmak istiyorum" demek çok belirsiz. Miktar konusunda kesin bir hedef koymamız gerekiyor. Ne kadar para kazanmak istiyorsun? Banka hesabında neyi görmek istiyorsun? 1 milyon Dolar mı? Somutlaştırın ki nereye yürüdüğünüzü tam olarak görme şansınız olsun.
Arzu ettiğiniz nihai para karşılığında ne vermeyi düşündüğünüzü de tam olarak belirleyin. Maddi manevi her türlü yatırımdan bahsediyoruz. Uzun çalışma saatleri, sevdiklerinizi daha az görmek veya rekabet, her şeyi net olarak ilk adımdan itibaren hesaba katın. Böylece bu gibi maliyetler ortaya çıktığında nasıl yönetebileceğiniz konusunda da hazırlıklı olacaksınız.
Arzu ettiğiniz paraya sahip olmayı düşündüğünüz tarihi kesin olarak belirleyin. Banka hesabınızda o miktarı görmek istediğiniz gerçekçi bir zamandan bahsediyoruz. Bugünden sadece 3 ay sonrası için yüklü bir miktar hedeflemek sizi sonrasında demotive edebilir. O nedenle, gerçekçi olmakta fayda var.
Bir plan oluşturup bunu gözünüzün önüne koyun, adımlarınızı belirli bir zaman çizelgesine oturtup her zaman görebileceğiniz bir yerde hazır bulundurun. Örneğin, kişisel planınızı bilgisayarın duvar resmi olarak ayarlayabilirsiniz. Böylece, gözünüzün önünden neredeyse tüm gün gitmeyecektir. Zaman çizelgesini görmek aslında size öz disiplin açısından da çok fayda sağlayacaktır. Planınızı gözünüzün önüne koyduysanız, hazır olsanız da olmasanız da bu planı hemen şimdi eyleme dönüştürmeye başlayın.
Yazdığınız bu adımları ve planladıkları günde iki kez, bir gece yatmadan hemen önce bir de sabah kalktıktan sonra yüksek sesle okuyun. Okurken paraya zaten sahip olduğunuzu düşleyin, hissedin ve buna inanın. Bu, bilinçaltına doğru mesajları gönderme çalışmasının bir parçasıdır. Napoleon Hill bunun son derece önemli olduğunu düşünüyor.
Büyük işlere imza atmak için etrafınızı akıllı insanlarla çevrelemelisiniz. Hedef ne kadar büyükse planlama o kadar karmaşık, planlama ne kadar karmaşıksa hedefin uygulanması o kadar zordur. Uygulama ne kadar zorsa projenin arkasındaki beyinlere, başkalarının yaratıcı entelektüel ve manevi desteğine o kadar bağımlısınız demektir. İşte bu noktada güçlü bir beyin takımına ihtiyacınız var.
Sizinle ortak hayalleri olan, hedefe birlikte yürüdüğünüz birbirinizin güçlü ve zayıf yönlerini dengelediğiniz, sinerji yaratan bir ekipten bahsediyoruz. Etrafınızda aklına, vizyonuna ve niyetine güvendiğiniz insanlar bulundurursanız tek başınıza asla başaramayacağınız işlerin üstesinden gelebilirsiniz. Verimli ve üretken bir çevreye sahip olmak size gerçekten değerli olana odaklanmak için de fırsat verir.
Düşünsenize, bilgi her yerde ve bilgi kirliliğiyle kuşatılmış durumdayız. Bu nedenle, ihtiyacınız olan bilgiyi nerede bulacağınızı bilmek size son derece zaman kazandıracaktır. Nihayetinde her şeyi bizzat kendiniz bilmek zorunda değilsiniz. Bir şeyleri öğrenmek için onu kime soracağınızı bilmek gerçekten önemlidir. Çevrenizi farklı uzmanlık alanlarından ve paylaşmaya istekli insanlarla donatırsanız her şeyi kendi başınıza öğrenmeye çalışmaktan çok daha pratik bir yol bulursunuz. Bu sayede, siz de uzmanlaşmak istediğiniz konuya daha fazla odaklanabilirsiniz.
Eğer ertelemek gibi bir alışkanlığınız varsa etrafınızdaki doğru kişiler bunu yenmeniz için de size destek olur. Nihai amacınıza koşarken sizi cesaretlendiren sizi bazı şeyleri erteleme döngüsüne girmişken yeniden canlandıran bir veya birkaç kişinin yanınızda olduğundan emin olun.
Zenginlik nadiren şans veya tesadüfün sonucudur. Aksine neredeyse her zaman herkesin öğrenebileceği farklı özellik ve becerilerin sonucudur. Yaşamlarımızın mimarları olduğumuzu kabul eder ve hemen bugün harekete geçersek kendimize yepyeni bir gelecek kurabiliriz.
Harekete geçmek için doğru zamanı beklemekse ciddi bir zaman kaybıdır. Çünkü o zaman hiçbir şekilde gelmeyecektir. Yazarın söylediği gibi;
Düşün ve Zengin Ol kitabı bu özette yer veremediğimiz, bizi başarıya ve zenginliğe götüren 13 ayrı formu sunan muazzam bir kitap. Birçok başarılı insanın hikayeleri, yaşam kesitleri ve uygulanabilir tavsiyeleriyle başarıya ulaşmak isteyenlerin bir başucu kitabı. Okumanızı samimiyetle tavsiye ediyoruz. Kitabın basılmasının üzerinden neredeyse 90 yıl geçmiş olsa da kitapta yer alan birçok ilke ve fikrin günümüzde hala geçerliliğini koruması ise bir diğer etkileyici tarafıdır. Bazı şeyler sanki asırlar geçse de değişmeyecek.