Hisse alırken temel analiz stratejileri, şirketin finansal sağlığını ve gelecekteki büyüme potansiyelini anlamak için kritik öneme sahiptir. Gelir tablosu, şirketin kârlılığını incelerken; araştırma ve geliştirme giderleri, uzun vadeli büyüme potansiyelini değerlendirmede yardımcı olur. Yatırım faaliyetlerinden gelirler ve giderler, şirketin yatırım stratejilerini gösterir. Dönem başı ve sonu nakit akışı ise şirketin likidite durumunu anlamaya yardımcı olur. Bu yazıda, temel analiz stratejilerini nasıl kullanabileceğinizi keşfedeceksiniz.
Hissenizi almadan önce burada bahsedeceğimiz oranları inceleyerek çok ciddi kar marjları elde edebilirsiniz. Batık, büyüyemeyen ve yerinde sayan hisselerden uzak durabileceksiniz. Çünkü bu verilere baktığınızda geleceğe dönüklük, karlılık artışı ve büyüyebilme potansiyeli en iyi olan şirketleri seçebileceksiniz.
Gelir tablosu kısmında satış gelirleri ve satışların maliyeti birlikte incelenmelidir. Satışların geliri arttıkça maliyetlerin eş oranda artmaması, yani karlılık artarken oransal olarak da büyüyebilme kapasitesi, ölçülmelidir. Bugünkü veriyi geçen yılki veri ile kıyasladığınızda, örneğin 22 milyar TL'lik bir kar yani satış geliri görüyorken bir sene sonra aynı dönemde 43 milyar TL'ye çıktıysa yaklaşık 2 katına çıkmıştır.
Satışların maliyetine baktığımızda 18 milyar TL'den 2 katı olan 36 milyar TL'ye çıkmasını beklerken, 26 milyar TL'ye çıkmış. Yani satış gelirleri oransal olarak arttığında aynı oranda satış maliyeti artmıyor. Burada şirketin büyüyebilme potansiyelinin ve şirketin geleceğe dönüklüğünün çok çok yüksek olduğu anlaşılıyor.
BIST 100'deki 80 şirkette bu örneği pek göremezsiniz. Satış geliri 20'den 40'a çıkıyorsa, satışların maliyetinin 18'den 36'ya çıktığını göreceksiniz. Bu oransal büyüme çok önemlidir, çünkü tabii ki karlılık ve satışlar artacaktır, ancak aradaki maliyet aynı oranda artmaz ise sonuçta çok daha hızlı, momentumlu, bir büyüme elde edeceğiz.
Herkesin sözde iyi bildiği, "Evet, araştırma-geliştirme (Ar-Ge) önemlidir ve karlılığı artırır" dediği çok önemli bir marjdır. Şirketlerin büyüyebilme potansiyelinin, geleceğinin parlak olup olamayacağının en önemli kriteri Ar-Ge'dir.
Peki, Ar-Ge giderini neye kıyaslayacağız?
Örneğin bir şirket yıllıklandırılmış net karının %30'unu ve özkaynaklarının ise %4'ünü Ar-Ge gideri olarak ayırdığını düşünelim. Ancak başka bir şirket 40 milyar TL özkaynak ile 30 milyon TL'lik Ar-Ge gideri ayırdıysa, yani yaklaşık %0,075, bu şirketin Ar-Ge ile büyüme potansiyeli oldukça düşüktür.
Burada ne kadar fazla Ar-Ge gideri çıkartılabiliyorsa sektörün veya şirketin potansiyeli o kadar yüksek olduğu görülebilir. Tabii ki bazı şirketlerde Ar-Ge giderlerinin olamamasını, örneğin bankalar gibi, bekliyoruz. Ancak, sanayi kuruluşlarında Ar-Ge gideri oluşturmuyorsa, Ar-Ge'ye bütçe ayırmıyorlarsa veya ayıramıyorlarsa burada şirketin belirli bir dozun üzerinde büyüyemeyeceğini anlayabiliriz. Çünkü bu şirket daha fazla ilerleyemez, daha fazla karlı ürünler üretemez duruma geliyor. Bu yüzden, Ar-Ge çok önemlidir. Burada özkaynaklara oranla %3-4 marjlar çok iyidir, ancak %1-2 de fena değildir.
"Faaliyet Karı (Zararı)" kısmında yatırım faaliyetlerinden gelirler ve yatırım faaliyetlerinden giderler verisi yer almaktadır. Bir yatırım yapıyorsak, şirketin tüzel kişiliği olduğundan, en azından yatırım faaliyetlerindeki gelirlerin giderlerinden fazla olmasını isteriz.
Bunun yanı sıra, yatırım gelirleri ve giderleri arasındaki farkın giderek artması, yaptığı yatırımların doğru yatırım olduğu ve yaptığı yatırımlardan iyi paralar kaznabildiğini mutlaka görmeliyiz.
"Nakit Akım Tablosu"ndaki dönem başı nakit ve nakit benzerleri ile dönem sonu nakit ve nakit benzerleri verisi yer almaktadır. Bu veri, şirketin dönem başındaki nakit benzerleri dönem sonundaki nakit benzerlerinden fazlaysa, yani dönem sonunda ekstra bir nakit koyamadıysa, şirket iş de yapıyor olsa şirket kar ettiğini de söylüyor olsa şirket büyüdüğünü de söylüyor olsa burada bir sorun olduğunu görebiliriz. Özellikle, bu birkaç yıldır böyle devam ediyorsa çok büyük sıkıntı olduğunu, iş de yapsa dönem sonunda kasasına daha fazla nakit koyamıyorsa veya nakit benzeri koyamıyorsa burada şirketle ilgili büyük bir problem olduğu görülür.
Tabii ki bunu gelip sadece son bir çeyrekte bakmak her zaman doğru cevap vermez. Bu nedenle, eski verilerin (son 1 veya 2 yılın) de incelenmesi gerekmektedir.