"Sıradan Hisseler Sıra Dışı Kârlar" Kitap Özeti

Çalışma verimliliği oldukça önemli bir konudur. Diyelim ki biz bir ofis çalışanıyız. Haftanın 6 günü, günde 8 saat aynı ofiste vakit geçiriyoruz. Bizim çalışma verimliliğimizi artırabilecek unsurlar neler olurdu? Maaşımızın bol sıfırlı olması iyi olurdu, çalıştığımız ortamın konforlu şekilde dizayn edilmesini de isterdik. Sonuçta haftanın 16 günü buradayız. Ayrıca, kullandığımız ekipmanların son teknoloji ürünü olması da fena olmazdı. Diyelim ki hepsine birden sahibimiz, çok konforlu bir ofiste yüksek maaşla son teknolojiyi kullanarak çalışıyoruz. Ancak, patronumuz tam bir ruh hastası. Ofiste sürekli tartışmalar yaşanıyor. Mobing hat safhada. Patron verdiği işlerden ya yarı yolda vazgeçiyor ya da bizden yapamayacağımız kadar zor işler istiyor. Peki bu durumda verimli olmak mümkün mü?

Biz ve bizim gibi bireysel yatırımcılar şirketlerin diğer insanların iş yerleri olduğunu ne yazık ki zaman zaman unutuyoruz.

1. Şirketler Rakamlardan İbaret Değildir

Şirketler rakamlardan ibaret değildir. Tek tuşla hisselerini alıp sattığımız o şirketin içerisinde aslında şirketi işleten koca bir yönetim kadrosu ve çalışan ordusu bulunmaktadır. Peki yatırım yaparken yönetimi ve çalışanları göz önünde bulunduruyor muyuz? Önemsiz gibi görünen bu ayrıntı Philip Arthur Fisher'ın dikkatini çekmiş ve zamanla yatırım stratejisinin temeline yerleşmiş. Yazar, tecrübelerini "Sıradan Hisseler Sıra Dışı Kârlar" adlı kitapta uzun uzun anlatmış. Biz de sizler için bu kitabın önemli noktalarını özetledik.

2. İyi Şirketlere Uzun Vadeli Yatırım

Borsada yapılan şey, iyi şirketleri ortağı ve kötü şirketlerden ayrılmaya çalışmaktır. Özellikle kriz dönemlerinde cesur kararlar alıp şirketleri düşük fiyatlardan toplamak ve kriz sonrasında daha pahalıya satmak iyi bir yatırım yöntemdir. Ancak, bu şekilde fırsat kollayıp zamanlama yapmaya çalışmak yerine iyi şirketlere uzun vadeli yatırımlar yapıp birleşik getiri elde etmek çok daha akla uygun görünüyor.

Sonuçta kimse piyasanın ne zaman yükseleceğini, ne zaman düşeceğini önceden bilemez. Terste kalma riski daima vardır.

3. İyi Şirketler Nasıl Tespit Edilir?

O halde bizim odaklanmamız gereken nokta piyasanın şu anki durumu değil, iyi şirketlerin nasıl tespit edileceği olmalı. Philip Arthur Fisher, iyi şirketleri tespit etmek için meslektaşlarından çok daha farklı bir yol izliyor. 

Yazar bilançodan, grafiklerden veya şirketle ilgili haberlerden ziyade şirket yönetimlerine odaklanıyor. Başka bir deyişle nesneyi değil özneyi inceliyor. Çünkü Fisher iyi bir yönetimin şirketin değerini artıracağını bu değer artışının da er ya da geç hisse fiyatına yansıyacağını iyi biliyor.

Günümüzde büyük şirketler profesyonellerden oluşan yönetim kurulları tarafından yönetiliyor. Yönetimin attığı tüm önemli adımlar zaman geçmeden hissedarlarla paylaşılıyor. Şirket yönetimleri eskiye oranla çok daha şeffaf. Bu durumun küçük yatırımcı için çok avantajlı olduğunu söylemeye bile gerek yok. Teknolojinin gelişmesiyle birlikte bilgiye ulaşmanın kolaylaşması ve şeffaf yönetimler sayesinde yatırımcılar artık hamlelerini tasarlamak için birçok veriye sahipler. Hükümet politikaları, enflasyon verileri, döviz kurlarının durumu, küresel ve yurt içi piyasaların durumu gibi verileri şirket yönetimlerinin kararlarıyla karşılaştırmak ve şirketin geleceğiyle ilgili değerlendirmelerde bulunmak gözü açık yatırımcı için artık imkansız değil. Yani küçük yatırımcı yönetimlerin karşılaştıkları sorunlarla nasıl başa çıktığını gözlemleme imkanına sahip.

4. İyi Yönetimlerin Sahipleri

Yazar kitapta iyi yönetimlerle ilgili birçok göstergeye değinmiş. Bu göstergeleri teker teker inceleyelim.

4.1. Satışlar

Yazara göre eğer süreç içinde değişmemişse iyi bir yönetim kadrosunu tespit edebilmek için ilk yapılması gereken şey satışlara bakmaktır. Şirketin 10 yıllık süreçteki satışlarının durumunu değerlendirmek oldukça önemlidir. Satışlar bu kadar uzun sürede dalgalanmalar gösterebilir. İyi ve kötü dönemler yaşanmış olabilir.

4.2. Araştırma ve Geliştirme

Yazara göre iyi bir yönetim göstergesi Ar-Ge olarak adlandırılan araştırma ve geliştirme çalışmalarında gizlidir. Bir şirket sektöre göre değişkenlik gösterse de Ar-Ge için muhakkak çaba sarf etmelidir. Piyasaya yeni ürün sürmek için çaba sarf etmeyen şirketler uzun süre varlığını sürdüremez. Üstelik sosyal medyada sıkça duyulan "hikaye" olarak adlandırılan kavram yatırımcıya şirketin geleceği ile ilgili önemli ipuçları verir. Hikaye iyi ise hisse fiyatı artar.

Peki bu hikayeyi kim yazar? Cevap, araştırma ve geliştirme çalışmalarında gizlidir. Peki Ar-Ge ile yönetimin bağlantısı nedir? Fisher şöyle açıklıyor;

Özetle, yöneticilerin bilime bakışı, sektördeki gelişmeleri takip etmeleri ve araştırma geliştirme çalışmalarını ciddiye almaları yatırım için önemli göstergelerdir.

4.3. Pazarlama Çalışmaları

Fisher'a göre iyi yönetimin tespiti için bir diğer gösterge pazarlama çalışmalarıdır. Araştırma geliştirme ve imalat çalışmaları muhakkak pazarlama, dağıtım ve organizasyonlarıyla desteklenmelidir. İcat ettiği ve ürettiği ürünü pazarlayamayan şirket hiçbir işe yaramaz. Eğer ürün kaliteli ise reklam ve pazarlama çalışmaları kar marjını ciddi oranda artıracaktır. Pazarlama dahileri ile çalışmak yatırımcının avantajına olacaktır.

5. İnsan İlişkileri

Tüm bunlar bir yana, yönetimle ilgili en önemli gösterge insan ilişkilerinde gizlidir. Yazara göre bir şirket yönetiminin kendi çalışanlarıyla ilişkisi kötüyse kuvvetle muhtemel yönetim becerisi zayıftır. Böyle yönetimler sıkıntılı süreçlerde yatırımcının faydasına değil, kendi çıkarına hizmet edecektir. O halde yönetimi doğru şekilde değerlendirmek isteyen yatırımcı kendisine "Ben bu şirkette çalışmak ister miydim?" sorusunu sormalıdır. Eğer cevap olumlu değilse o şirketten uzak durulmalıdır.

6. İyi Yönetim Kendini Belli Eder

İyi bir yönetim her haliyle kendini belli eder. Yönetim liyakat sahibi olmalıdır. Şirketler alanlarında uzman profesyoneller tarafından yönetilmelidir. Şirket terfileri yeteneğe göre yapılmalıdır. Şirketin başındaki isimler yeri geldiğinde kendi etkilerini kısıtlamalı, görev dağılımı yapmalı, çalışanlara sorumluluk vermeli, yeni fikirlere ve eleştirilere açık olmalıdır. Böyle yönetimler yatırımcıya para kazandırır.

7. Dolandırıcılara Dikkat

Yatırımcı ile ilgilenmeyen, yatırımcının çıkarlarını korumayan, yalan söyleyen, kendi hatalarını örtmeye çalışan, yatırımcıyı manipüle eden ve en önemlisi ucundan kıyısından dahi olsa yolsuzluğa bulaşan yönetimlerden muhakkak uzak durulmalıdır.

Şirket ne kadar iyi yatırım fırsatı sunarsa sunsun, temel veya teknik analiz ne derse desin, kanunların etrafından dolaşan, suç işleyen veya bilanço hilelerine başvurarak yatırımcıyı kandırmaya çalışan şirket yönetimleri bir kenara not edilmeli ve eğer böyle yöneticilerin bulunduğu şirketlere yatırım yapılmışsa hisseler zaman kaybetmeden süresiz olarak portföyden çıkarılmalıdır. Çünkü insanların batmasına vesile olanlar bu tarz yönetimlerdir.

Philip Arthur Fisher'ın "Sıradan Hisseler Sıra Dışı Kârlar" kitabını okuyana kadar bir şirkete yatırım yaparken şirketin yönetimini hiç düşünmemiş olabilirsiniz. Büyük bir ihtimal bu kadar önemli olduklarının da farkında olmayabilirsiniz. Bu kitabın ufkunuzu açacağını söyleyebiliriz. Üstelik yönetim sadece kitabın alt başlıklarından biridir. Borsanın dipsiz çukurlarında kaybolmak istemiyorsanız bu kitabı mutlaka okumaya ve araştırmaya devam etmelisiniz.

^