Borsa, yatırımcıların hisse senedi ve diğer menkul kıymetleri alıp satabildiği bir platformdur. Hisse senedi sahipleri, şirketlerin kârından pay alabilir ve oy hakkına sahip olabilirler. Hisse senetlerine yatırım yapmanın avantajları, uzun vadeli kazanç sağlaması ve portföy çeşitlendirmesi yapabilmesidir. Kazanç, şirketlerin büyümesi ve kâr payı gibi faktörlerden gelir. Borsa işlemleri, alım-satım emirleri ve farklı emir türleri aracılığıyla gerçekleştirilir. Ayrıca, borsa hakkında bilgi edinmek için güvenilir kaynaklar ve şirket analizleri oldukça önemlidir.
Borsaya yeni başlayanlar ve borsayı öğrenmek isteyenler için temel soruları yanıtlayacağız. Borsa nedir ve ne işe yarar? Neden borsaya yatırım yapmalıyız? Borsada hisse senetlerini nasıl alabiliriz? Borsada yatırım yaparken nelere dikkat etmeliyiz? Borsa yatırımında kendimizi nasıl geliştirebiliriz?
Burada borsa derken hisse senetlerinin alınıp satıldığı borsayı kastediyoruz, yoksa başka borsalar da var. Borsa sayesinde bireysel yatırımcılar küçük birikimlerini büyük şirketlere aktarabilirler. Bu sayede büyük şirketlerin ortağı olabilirler. Örnek vermek gerekirse Ford Otosan şirketini düşünelim. Ford Otosan'ın 2 tane hakim ortağı var. Biri Koç Ailesi diğeri ise Amerika'daki Ford şirketi. Ford Otosan'ın Eylül 2022 tarihi itibariyle 351 milyon adet hissesi işlem görmekte ve bir hissenin fiyatı 378 TL, yani 378 TL verip bir Ford Otosan hissesini aldığımızda Ford Otosan'a 1/351 milyon oranında ortak olmuş oluyoruz. Tabii ne kadar çok hisse alırsak ortaklık oranımızda o kadar artar. Burada Ford Otosan'ın piyasa değeri tabii önemlidir. Bir hisse fiyatındansa şirketin piyasa değeri daha önemlidir ve şirketin piyasa değeri de hisse fiyatı ile hisse sayısı çarpılarak bulunur. Bu işlemi yaptığımızda Ford Otosan'ın piyasa değerinin 127 milyar TL olduğunu görüyoruz. 2021 yıllı ına da baktığımızda 8.8 milyar TL kâr ettiğini görmekteyiz.
Ford Otosan | Eylül 2022 |
Hisse Sayısı | 350,9 Milyon |
Hisse Fiyatı | 378,3 TL |
Piyasa Değeri | 127 Milyar TL |
2021 Yılı Kârı | 8,8 Milyar TL |
Bir hisse aldığımızda farklı haklarımız olur, ama bunlardan en önemli 5 tanesi;
Burada en önemli hak tabii kâr payı alma hakkıdır.
Bireysel bir yatırımcının elinde farklı alternatifler var. Örneğin, yatırımcı parasını Dolara yatırabilir, gayrimenkule yatırabilir, altına yatırabilir ya da hisse senedine yatırır. Uzun vadeli performans gidişatına baktığımızda, örneğin 1986'dan 2022'ye kadar gibi, BIST 100'deki büyük şirketlerin eğrisi, tabii Türkiye'de yüksek enflasyon da olduğu için çok ciddi bir yukarı ivme olduğunu görüyoruz, ile uzun vadeli getirilerde borsanın diğer yatırım enstrümanlarından daha yüksek getiriye sahip olduğu görülmektedir.
Örnek vermek gerekirse 1986 ile 2021 yılları arasında BIST 100 endeksinin yıllık reel getirisi, yani enflasyonun üstündeki getirisi, %7.3 olarak gerçekleşmiş ve altından %5 daha yüksekmiş. Aynı dönemde elinde Dolar tutanlar bu 35 yıllık zaman diliminde her yıl paralarının %1.8'ini kaybetmişler. Tabi bu zaman diliminde S&P 500 endeksi oldukça iyi bir performans sergilemişti.
Enstrüman |
Yıllık Bileşik Reel Getiri (1986-2021) |
En Kötü 10 Yıllık Dönemler | |
Dönem | Kümüle Reel Getiri | ||
Altın (AUX) | % 2.0 | 1988-1997 | % -68 |
Dolar (USDTRY) | % -1.8 | 1998-2007 | % -60 |
S&P 500 | % 8.4 | 1999-2008 | % -36 |
BIST 100 | % 7.3 | 2000-2009 | % -29 |
Peki yatırım yaparken borsada ciddi bir oynaklık var. Herkes borsanın düşmesinden korkuyor ya da borsa kumar olarak algılanıyor. Kısa vade açısından baktığımızda gerçekten de bunu inkar edemeyiz. Borsadaki hisse fiyatları bazen yükselir bazen düşer, ama aslında borsa şirketlerine ortak olmak uzun vadeli yatırım gerektirir.
Uzun vadeli perspektifte borsaya bakârsak, yani 10 yıl boyunca borsada kalırsak başımıza ne gelebilir? Bunu da yukarıdaki tabloda görebiliyorsunuz. BIST 100'e 1986 ile 2021 yılları arasında 10'ar yıllık dönemlerde yatırım yaptığımızda yaşayabileceğimiz en kötü senaryo 2000 ile 2009 arasında gerçekleşmiş. Çünkü 2000 yılında ciddi bir boğa piyasası olmuştu. 2009'da da bir finansal kriz vardı, ancak iki talihsiz kriz birleştiğinde bu 10 yıllık dönemde toplam %29'luk zarar yaşamış olacakmışız. Fakat aynı senaryoyu altın için kurguladığımızda 1988'de altın alanlar 1997'de paralarının %68'ini kaybetmişlerdi ya da 1998'de Dolar alanlar 2007'ye gelindiğinde paralarının %60'ını kaybetmişlerdi. Amerikan endeksini (S&P 500) düşünürsek 1999-2008 arasında %36'lık bir kayıp yaşanmıştı. Bu rakamların hepsi Türk Lirası cinsinden ve enflasyonda düzeltilmiş rakamlardır.
Bu nedenle, kısa vadede borsa oynak olsa da uzun vadede en yüksek getiri vadeden enstrümandır.
Hisse senetlerinden elde ettiğimiz kazancın kaynağı nedir? Eğer altın alırsak, örneğin 100 gram altın aldık. Bir kenara koyduk. Bu altının dünyaya bir faydası var mı? Yok, orada duruyor ve hiçbir şey üretmiyor. Dolar alırsak herkes Amerika'yı belki de fonlamış oluyor. Gayrimenkul alırsak belli bir faydası var, çünkü eğer kiraya veriyorsak kiracı o gayrimenkulde barınıyor. İnsanlara faydalı bir iş yapmış oluruz.
Borsa da aslında buna benzer bir durum var, çünkü borsadaki şirketler ürünler ve hizmetler üretirler. Ortaya bir şey çıkarırlar ve bu süreklilik arz eder. Yani borsadaki şirketler sürekli bir şey üretir ve müşterilerine satarlar. Müşteriler de eğer bu ürün ve hizmetten memnun kalıyorlarsa devamlı olarak alışverişe devam ederler. Bu sayede şirket kâr eder ve şirket kâr ettiğinde de bu kârı iki amaçla kullanabilir ya hissedarlarına dağıtır ya da şirketin bünyesinde tutup yeni yatırımlarla daha yüksek kapasiteye daha büyük ve daha hacimli ürüne sahip olmuş olur.
Bunu sağlayabilmek için ve uzun vadede şirketin kârını görebilmek için uzun süre yatırım yapmak gerekir. Örneğin, bugün hisseyi aldık ve bir hafta içinde şirket büyük oranda kâr edebilir mi? Hayır edemez. Niye? Çünkü bir haftada satabileceği ürün üretebileceği hizmet sınırlıdır ve kısa vadeli aslında hisselerin fiyat hareketleri şirketlerin kâr hareketlerinden çok daha hareketlidir. Örnek vermek gerekirse, bir şirket bir günde %10 asla büyümez, ama hisse fiyatı %10 artabilir. O yüzden biz yatırımcıysak uzun yıllar boyunca o şirkete ortak kalmayı tercih ederiz ki hem şirketin kârı biriksin hem büyüsün ve kazancımızın kaynağı da mutlu müşteriler olsun. Tabii bunun da bir garantisi yok. Eğer şirket başarısız olursa biz uzun vadeli yatırımcı olsak dahi zarara uğrayabiliriz.
Bir de olayın başka boyutu var. Türkiye'de borsa diye konuşunca çok önemli bir çoğunluk işi ticaret yapmaya, hisseyi uygun fiyata alıp belirlediği hedef fiyata gelince satma tarzı bir hareket var. Burada aslında insanlar karşılıklı bahse tutuşuyorlar. Hisse fiyatının düşeceğini düşünenler o hisseyi satıyor, hisse fiyatının yükseleceğini düşünenler alıyor. Ancak, taraflardan sadece bir tanesi haklı olabilir. Örneğin, bir hisseyi aldık ve bir hafta sonra sattık. Eğer o hisseden al-sat ile %10 kâr ediyorsan, şirket bu kadar kârı üretemeyeceğine göre bir haftalık bir süre içinde muhakkak başka bir tarafta zarar ediyor, aslında burada kumara yaklaşıyor.
Bu al-sat'a ticaret demek belki yanlış, çünkü ticarette aslında hizmet vardır. Örneğin, yurt dışından bir ürün getirtik ve talep eden insanlara sattık. Onlar için bir fayda sağlıyoruz, ama borsadaki ticaret sadece aynı hisselerin farklı insanlar arasında al-sat'a konu olmasıdır. Orada daha çok bir likitide sağlanması ya da uzun vadeli yatırımcılar için bile aslında bu bir avantaj sağlar, çünkü hisse almak istedikleri zaman ticaret yapanlar sürekli al sat yaptığı için hisseyi bulmaları kolay olur. Ancak bunun dışında çok faydaları yoktur. Daha çok kendilerine zararı vardır.
Böyle al sat yapan, trade yapan oyuncuların borsanın doğru bir yatırım alternatifi olduğunu düşündük ve borsada yatırım yapmaya karar verdik. O zaman yapacağımız ilk iş ya bir banka aracılığıyla ya da bir aracı kurum ile yatırım hesabı açmaktır. Aslında bankalardan yatırım hesabı açsak dahi onlar da belli bir aracı kuruma bağlı oluyorlar. Bazıları doğrudan internetten hesap açmamıza izin veriyor. Örneğin, Ziraat Bankası'nda hesabımız varsa Ziraat Yatırım'dan pratik bir şekilde o internet hesabımızı kullanıp yatırım hesabı açabiliyor ve hisse senedi al sat'a başlayabiliyoruz. Ama bazıları daha çok evrak isteyebiliyor, değişik prosedürler uygulayabiliyorlar.
Yatırım hesabımızı açtığımızı varsayalım. Peki yatırım hesabı açarken nelere dikkat etmeliyiz? Yatırım hesabında, hisse senedi al sat için biz aracı kurumlara belli bir komisyon öderiz. Bu binde 2 de olabilir, binde 1 de olabilir veya daha düşük de olabilir. Eğer yeni başlayacaksak küçük tutarlarla yatırım yapacaksak binde 1'den daha düşük bir oran bulmamız zor, ama binde 2 vermemeye dikkat edebiliriz. Örneğin, bazı bankalarda binde 2'dir ama bankaya eğer binde 1 ve daha düşük program varsa daha makul olduğunu söyleyebiliriz. Çünkü, her al ya da sat işleminde biz 1 TL'lik hisse alıyorsak, aracı kurumu bizden 1 TL komisyon kesmektedir.
Diğer bir konu ise pay saklama ücreti gibi ya da aracı kurum yönetim ücreti gibi ücretlerin alınmasıdır. Bazı bankalar veya aracı kurumlar bu ücreti almazken bazıları alabilir. Örneğin, ayda 15 TL kesinti yapar ya da bazı bankalar 6 ayda bir kesinti yapar. Burada da bu ücreti sormamız gerekiyor. Eğer düşük tutarlarla yatırım yapıyorsak mümkünse bu ücreti vermeyeceğimiz bir bankayı tercih etmemiz önemlidir. Merkezi kayıt kuruluşuna ödenen ücretler var. Onlar çok düşük ücretler ve kaçınılmaz. Bu ücretleri ekstra sorgulamamıza gerek yok.
Yatırım hesabı açarken dikkat edeceğimiz iki husus var. Bir hisse senedi al sat komisyonu ne? 6 aylık ya da yıllık sabit bizden bir ücret alınacak mı?
Yatırım hesabını açtıktan sonra bir hisseyi nasıl alabiliriz? Öncelikle hesabımızı açtıktan sonra;
Limit Fiyatlı Emir (Limit Order): Bu alımlarda farklı aracı kurumlar farklı şekillerde bu işlemi yapabiliyor. Ekran açıldığında bize piyasada son al ve sat'a konu olan hissenin fiyatını gösterir. Örneğin, almak istediğiniz hisse son anda 10.02 TL'den işlem görüyor. 100 adet almak istiyorsak 10.02 TL diye fiyat karşımıza çıktığında biz alana kadar fiyatın yükselmesine karşın, kesin almak için, 10.03 TL yazabilirsiniz. Böylece limitli emir vermiş olursunuz ve eğer 10.03'ten bu hisseyi satan olursa hisseleri almış olacağız.
Piyasa Emirleri: Siz bu hisseyi 10.02 TL'den istemiyorsanız, belki fiyat düşer 10.01 TL'den satan olursa bana hisseyi sat diyorsanız ona göre emir verebilirsiniz. Bu tip emire de piyasa emri denir. Bu emirde piyasada mevcut olan hisselerin fiyatını dikkate alarak emri girdiğimizi varsayar, mesela 10.02'den satanlar var 10.03'ten satanlar var. Ona göre der ki önce 10.02'dekileri al sonra 10.03'leri al. Sonra başka satan yoksa emrin kalan kısmı da iptal olur. Yani normalde amatörsek piyasa emrini kullanmamamız gerekir.
Piyasadan Limite Emirler (Market to Limit Order): Piyasa emri gibidir, fakat sadece en iyi fiyata satanlar yani 10.02'den satanlar varsa sadece onların hisselerini alır ve 10.03'e girmez.
Kalanı İptal Et Emri (KİE): Mevcut fiyattan satılanlar varsa onları al, kalanı iptal et tarzında bir emirdir.
Gerçekleşmezse İptal Et Emri: 500 tane hisse almak istiyoruz. 500 adetlik hisse emri girdik, ama 250 tane hali hazırda satış var. O zaman ya tamamını al ya da iptal et demiş oluyoruz.
Söylediğimiz gibi bu emirler arasından mümkün mertebe "limit fiyatlı emir"i seçmemiz borsaya ilk defa başlıyorsak daha makul olacaktır. Limit fiyatlı emirde hem alacağımız adeti hem de kabul ettiğimiz fiyatı doğrudan gireceğiz. Mevcut şartlar oluşursa bize hisse satılacak. Şartlar oluşmaz ve fiyat ile adet uygun olmazsa hisseyi alamayacağız.
Borsada yatırım yaparken farklı kaynakları kullanmamız gerekiyor. investing.com adlı sitede şirketlerin finansallarına bakabilirsiniz. Fiyat grafiklerine bakabilirsiniz. Haberleri takip edebilirsiniz ya da kendi portföyünüzü sitede oluşturup kendi hesabınızda hangi hisseyi ne zaman aldıysanız, hangi fiyattan aldıysanız yazabilirsiniz. Böylece portföyünüzün hareketlerini takip edebilirsiniz. Tradingview sitesi ile şirketlerin grafiklerine bakıp ya da farklı şirketlerle grafiklerini kıyaslayabilirsiniz.
İş yatırım ya da Halk Yatırım gibi sitelerde de şirketlerin hem finansal tablolarına hem önemli rasyolarına (bilanço ve gelir tablolarına) ulaşabilirsiniz. Yahoo Finance ya da Google Finans'ta da aynı bilgiler mevcut.
Fintables ücretli bir program. Şirketlerin finansal tablolarına oldukça pratik bir şekilde ulaşabilirsiniz.
Kamuyu Aydınlatma Platformu (KAP) oldukça önemli resmi bir sitedir. KAP'ta hem şirketlerin dipnotları olan finansal tablolara hem faaliyet raporlarına hem de şirketlerle ilgili önemli haberler varsa ulaşabilirsiniz. O yüzden yatırımcıların oldukça sık ziyaret etmesi gereken önemli bir sitedir.
Ayrıca, şirketlerin kendi sitelerinde de yatırımcı sunumları ve farklı bilgilere ulaşılabilirsiniz.